20 Aralık 1969 Zürih doğumlu bir yazar, televizyon programları yapımcısı veya birçoğunun deyimiyle “pop filozof” Alain de Botton. Londra’da yaşayan de Botton, Cambridge Üniversitesi’nde tarih okumuştur. Yirmili yaşlarından itibaren kitap yazmaya başlamış ve yazdığı romanları yirmiden fazla dile çevrilerek, 30 ülkede çok satanlar arasına girmiştir. İşte tam olarak da bu “çok satanlar” kategorisi; felsefeyi günlük hayatın her anıyla harmanlayan yazarın “hafif felsefe” yapmasıyla itham edilmesinin nedenlerinden biridir. Aslında O, deneme tarzında aşk, seyahat, mimari ve edebiyat üzerine yazdığı kitaplarıyla, günlük hayatın felsefesine odaklanır.
Alain de Botton kişisel gelişim kitapları tadında yazar ama içi boş vaatlerde bulunmaz. Günlük olayların bilinçdışımızdaki yansımalarını genelde felsefi öğretilere dayandırır. Gözlem yeteneğinin ileri seviyede olması ve muhtemelen çok iyi bir dinleyici olma yönüyle; insanın sıradan meselelerini merkeze alıp anlatır ve ünlü filozofların bu konular hakkında düşündüklerini gayet açık bir dille okura aktarır.
İster pop filozof deyin ister “Bunu ben de yazarım” şeklinde yazdıklarını tasvir edin; Alain de Botton bilgili bir insandır ve felsefeyi eğlenceli hale getirir. Bundan ne zarar çıkar ki? Neden popüler olan her şeyin kötü olduğuna dair bir algımız vardır zaten? Ben Alain de Botton okumaktan çok keyif alırım, hep yeni şeyler öğrenirim veya bildiklerimi onun sözleriyle onaylarım. İnsan olmanın çok da karmaşık bir şey olmadığını hissederim onun yazdıklarını okurken. Ve bence okurken eğlenmenin, genelde anlaşılmaz veya sıkıcı gelen felsefi cümlelerin içinde kaybolmaktansa onları normalleştirmenin hiçbir sakıncası yok. O yüzden seveni gibi sevmeyeni de çok olan Alain de Botton okurlarından hangi tarafta olacağınıza kendiniz karar verin. Bu okumalardan mahrum kalmayın derim.
Peki nereden başlasak? 2010 yılında Alain de Botton okumaya Romantik Hareket ile başladım sonra da gerisi geldi. Şu an hala listemde bazı kitapları var. Zaten eminim siz de bir kere okuduktan sonra ya hep devam edeceksiniz ya da bırakacaksınız de Botton kitaplarını, arası yok. Size de farklı tarzdaki kitaplarından önerilerde bulunmaya çalışacağım. Bu arada unutmadan söyleyelim; yazarın Türkçe kitaplarının hepsi Sel Yayıncılık’tan çıkıyor.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Yazar Olmak İsteyenlere Yazarlardan Tavsiyeler
Alain de Botton Kitapları
Aşk Üzerine
Yazarın 1993 yılında henüz 23 yaşındayken yayınlanan ilk romanı. Aşk kavramını enine boyuna tartışır, içinde analizlere ve daha önce sorulmamış tarzda sorulara yer verir.
Romantik Hareket
“Her şey kötü görünüyor olabilir, ama aslında göründüğünden bin kat kötüdür.”
Kitabın arka kapağında şöyle yazıyor; “Romantik Hareket’te Alain de Botton bir aşk ilişkisinin başlangıcından bitişine kadarki gelişimini keşfediyor, bu keşif sırasında sanat ve aşkın doğasına ilişkin düşüncelerini paylaşıyor okurla. Reklamcı Alice ile bankacı Eric arasındaki ilişkiye aşama aşama tanıklık ediyoruz. Tanıklığımıza şemalar, resimler ve Descartes’tan Platon’a, Aretha Franklin’den Flaubert’e kadar birçok ismi kapsayan bir yazarlar ve düşünürler korosu eşlik ediyor.” Siz de bir aşk hikayesine konuk olmak hem de aşkı derinlemesine incelemek isterseniz Romantik Hareket oldukça iyi bir seçenek.
Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir
Bu kitap de Botton’un çok daha tanınmasına yol açarak; İngiltere ve Amerika’da çok satanlar arasına girdi. Proust severler için ise ayrıca önemli. Biyografik nitelikte, Prous’tun meşhur eseri Kayıp Zamanın İzinde için bir rehber adeta. Kitapta “Zamanı Nasıl İyi Kullanabiliriz”, “Nasıl Başarıyla Acı Çekebiliriz” ve “Aşkta Nasıl Mutlu Olabiliriz” gibi gerçekten okurun hayatını değiştirebileceği bölümler mevcut.
Felsefenin Tesellisi
“Anlaşılmaz bir düzyazı çoğunlukla entelektüelliğin değil tembelliğin göstergesidir; kolayca okunan bir yazıysa asla kolayca yazılmamıştır.”
2000 yılında yayınlanan Felsefenin Tesellisi, yazarın bir diğer sevilen kitabı haline gelmiştir. Hatta belki de en çok bilinen ve en çok eleştiri alan Alain de Botton kitabı budur. Kitabın başlığı Boethius’un Felsefe Tesellisi’ne bir göndermedir ve kitapta Epicurus, Montaigne, Nietzsche, Schopenhauer, Seneca ve Socrates gibi filozofların öğretilerinin modern gündelik durumlara nasıl uygulanabileceği gösterilmeye çalışılır.
Havaalanında Bir Hafta
Bavul hazırlamak, havaalanına gitmek, aktarma yapmak gibi şeyler size işkence gibi gelmiyorsa hatta havaalanındaki kavuşanların, ayrılanların veya orada çalışanların hikayeleri sizi cezbediyorsa bu kitap size göre. Yazarın Londra Heathrow Havaalanı’nda bir hafta boyunca yaptığı gözlemleri anlatıyor.
Mutluluğun Mimarisi
“Mimari sayesinde mutluluğun şatafatsız, kendi halinde, narin nesnelerin güzelliğinde saklı olduğunu anlarız. Bunların güzelliğinden etkilenmemizin nedeni de o güzelliğin ardında yatan büyük karanlığın farkında olmamızdır.”
Bu kitap kesinlikle çevrenizdeki yapılara ve binalara farklı gözle bakmanızı sağlayacak. Mutluluğun Mimarisi’nde mimaride güzelliğin doğasını ve bunun birey ve toplumun memnuniyetiyle nasıl ilişkili olduğu tartışılır. Mimarinin insanları her gün nasıl etkilediğini yazar örneklerle anlatıyor.
Okuyabileceğiniz Diğer Alain de Botton Kitapları
- Statü Endişesi
- Seyahat Sanatı
- Öp ve Anlat
- Ateistler İçin Din
- Aşk Dersleri
- Haberler
- Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı
- Cinselliğe Nasıl Farklı Yaklaşırız
- Terapi Olarak Sanat
- Gelecek Daha Güzel Günler Mi Getirecek?
- Hayat Okulu Kitapları
- Görmek ve Fark Etmek
