Dün, Bugün, Yarın…

Dün, Bugün, Yarın...

İçindekiler

Dün, bugün, yarında, en önemli şey nedir bu hayatta?
Sağlık!
Aile!
Para!
Aşk!
Eğitim!
Akıl!
Temizlik!
Şans!
Kısmet!
Kader!
Umut!
.
.

Kim bu soruya cevap verebilir?

Bu saydıklarımız hayatımızın olmazsa olmazları. Hayatımızda önemli yeri olan şeyler, yerini başka bir şeyle doldurmaya bile cesaret edemediklerimizden, haklısınız. Ama bir şey var ki bunların içinde, o en önemlisi. Kontrolünü en zor sağladığımız, en geri alamadığımız, en ileri saramadığımız; Dün, Bugün, Yarın… ZAMAN .

Zaman akıyor, gidiyor. Biz sadece ardından bakmakla yetiniyoruz. Ardımıza baktığımızda anılarımız, şu ana baktığımızda yaşadıklarımız (belki yaşamak isteyip, fırsat bulup yaşayamadıklarımız). Geleceğe baktığımızda ise gerçekleşmesi belki de mümkün olmayacak hayallerimiz, ulaşamayacağımız hedeflerimiz, tutunmaya değer bulduğumuz anlar için yaşamaya devam edeceğimiz umutlarımız…

Hani bir kavanoz olsa da içine koysak şu zamanı, en sevdiğimiz anda kalsak diye düşünsekte, sadece zihnimizde kalanlarla yetinebiliyoruz. Tabii ne kadar net olarak zihnimizde saklamayı başarabildiğimiz tartışılabilir. Geçen zaman, her zaman yaptığı gibi zihnimize büyük oyunlar oynamaya devam ediyor.

Dün, Bugün, Yarın… Ne Kaldı?

Peki, biz geçmişi değiştiremiyoruz (ileride zaman makinesi gibi bir şey çıktığında mümkünatı olur mu bilemiyorum. Ya da paralel evrenlerdeki yaşamlarımızın nasıl olduğu konusunda fikir sahibi olabilir miyiz, Fringe hesabı :)). Şu anımızı da geçmişe olan takıntılarımız yüzünden yaşayamıyoruz. Sanki geçmişimiz beynimizin bir köşesinde bizi ince ince sömürüyor, her yaptığımıza müdahale ediyor, her girişimimize ket vuruyor, her adımımıza karışıyor gibi… 

Geçmiş olmadı, değiştiremedik, müdahale edemiyoruz, seçim şansımız yok, haydi gelecek seçeneğine bir göz atalım!

Geçmiş karanlık, bugün ise “güneş batmak üzere” modundayız, peki ya gelecek? Acaba “O” nasıl? Gelecek bizim için iyi olabilir mi? Ya da tamamen bizim bakış açımız mı her şeyi değiştiren?

Gelecek umut doluymuş gibi, eğer bugünü güneş batmadan kurtarıp ona güzel bakmayı öğrenebilirsek ve asla pes etmeyip; yere her düşümüzde daha güçlü kalkmayı başarabilirsek… 

Gelecek bizlere güzel günler getirecek ama önce biz kendimize iyi bir gelecek sunacak gücü kendimizde yaratmalıyız.

Daha da güçlü olabileceğimiz, kendimize en güzelinden gelecek umutlarımıza …

Photo by Paolo Bendandi on Unsplash

Paylaş

Esra Mntr- Kadinvs

Yazar

Esra M.

esra.g@kadinvs.com