Eyyy Erkekler, Hayat Müşterek Mi?

Bakmayın başlıkta erkekler diye başladığıma “Hayat müşterek mi?” denildiğinde illa iki cins arasında yahut kadın erkek birlikteliği kast edilmek zorunda değil. Buradan başladım çünkü hayatınızı paylaştığınız herkes için geçerli olmalı.

Annenle yaşıyorsun mesela sağolsun mis gibi yapmış yemekleri, kapıdan girmişsin kokular eşliğinde, sofrada hazır oturdunuz yediniz bir güzel, afiyet olsun. Kaldırmasan da eminim gocunmaz, laf etmez ama o tabağı kaldırıver işte. Kaldır tamam lavaboya koy, lanet olsun. Yap bir kahve karşılıklı beş dakika nasılsın, nicesin iki lafın belini kır, çok mu zor?

Ya da eşin diyelim ki çalışmıyor ve senin çooook yoğun bir işin var. Geldin yemek faslı bitti, televizyon önünde gözlerin kapanıyor, haklısın. Peki televizyon önünde yatmak yerine bir kahve istersen eminim yapar. Sen nasılsın? Benim günüm böyle geçti çok yorgunum, bıktım bu monotonluktan sence ne yapalım deyip belki hiç gerçekleşmeyecek bir hayalin peşinde iki satır bir sohbet olmuyor mu? Yoksa sen çok çalıştın o da evdeydi ya da daha az yoğun bir işi var diye onu suçlamak daha mı kolay? 

Televizyona çıkanlardan biri sorsun istiyorum şu soruyu; Hocam hayat arkadaşım hiçbir iş yapmıyor evin tüm sorumluluğu bende, ne fiziksel olarak ne psikolojik olarak desteğim yok, günah mı? Evet günah. İster tanrıya, tanrılara, ister doğaya evrene ya da çiçeğe inanıyor olun hayatınızdaki sevinci üzüntüyü, saçma sapan tüm yükleri birlikte olduğunuz kişi ile paylaşmıyorsanız, göz göre göre onu bilimum kavgada ya da boşlukta yalnız bırakıyorsanız bu günah, ayıp ve yazık. 

Hayat müşterek mi?

Tamam yapayım da ben onu sevmiyorum…

Bazen konuşuyoruz arkadaşlarla aşağı mı bakalım yukarı mı diye. Bir nesil öncesine göre daha gelişkin eşlerimiz var evet, bize göre daha az sorumluluk sahibiler neden acaba? Biri diyor ki eşim yapmıyor diyemem söyleyince yapıyor. Kusura bakmayın söyleyince dedem de yapar. Belli ki çöpe atmayacağız, tekrar giyilecek olan gömleğin yıkanıp ütülenmesi gerektiğini benim neden ve kime belirtmem gerekiyor, giyecek kişiye mi? Bu bir uygulama değil otomatik yüklenmiyor kadınlara, bir güncelleme gelip de temizlik şu kadar zaman içinde tekrarlanmalı, yemek her gün yapılmalı denmiyor. Ya da kadına şunlar şunlar yapılmalı diye vahiy inmiyor. Hiçbir kadın şu ev işlerine bayılıyorum, bunları sevmiyorum o halde yapmayayım demiyor. Pek çok işin sevilecek bir tarafı yok zaten ama hiçbiri atom fiziği değil aynı zamanda, bir şekilde yapılıyor işte. Bölüşmek, sürekli yapılacakların söylenmesini beklemek ya da aralarından seçim yapmak değil. İşte güdülecek deve burada hadi birlikte güdelim diyorum. Ve bu en basit işler hayatı paylaşmakta büyük sorunlara yol açabiliyor. Birikiyor, büyüyor…

Sen de kullan o güzel beynini. Hayat iki kişilik de. Bir an kalk yerinden aaaaa çamaşır koyacaktım unuttum de. Ona küçük sürprizler yapın yazar ya dergilerde bak nasıl sürpriz oluyor senin böyle bir şey düşünüyor olman eşine… 

Ayrıca sürprizdir bir kahve yapıp balkonda oturalım mı diye teklif getirmek bile. Belki kısa bir yürüyüş ya da bir şiiri okumak bile sürpriz olabilir yaşattığın anılara göre. Önemli olan niyet. Bir saniyeliğine olsun güldürmek için bir çaba. Bir kitap ya da sarımsak soyucu bile olabilir eğer ihtiyacı olupta aklında tutarak alıyorsan. İlla para değil yani.

Hayatı paylaşmak için empati kabiliyeti -ki herkeste aslında geliştirilmemiş bir versiyonu mevcut- biraz da karşındakine duyduğun saygı yeterli. Hadi bir hamle yapın…


Kaynak Fatoğraf: Kelly Sikkema, Toa Heftiba

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.