Pandemi ile birlikte kendimize, ailelerimize ve yaşam alanlarımıza odaklanmaya başladık. Bu, biraz virüs dayatmasıyla gerçekleşmiş olsa da maliyetli gezileri ve dışa dönük etkinlikleri bir kenara bırakmamıza, dolayısıyla içimize yönelmemize neden oldu aslında. Bir nevi Hygge nedir? Hygge felsefesi nasıl hayata geçirilir? sorusunun -biz farkında olmadan- yanıtı için uygulamaya geçmemizi sağladı. Hygge, 19. yüzyılın sonunda Danimarka’da geliştirilen iyi yaşam sanatıdır. Danca bir kelime olan ve Hue-gah olarak telaffuz edilen hygge, Oxford Sözlüğü’nde “bir memnuniyet veya esenlik hissi uyandıran, rahat ve refah olma hali” olarak tanımlanıyor.
Danimarkalılar ve Hygge Felsefesi
Danlar tarafından tamamen kabullenip geliştirilen öyle ki bunun enstitüsünü dahi kuran bir ülke söz konusuyken “dünyanın en mutlu insanları ya da en mutlu ülkesi” olarak anılmaları şaşırtıcı olmuyor değil mi? Gerçi ilk duyduğumda, kapalı havalarda buruk bir ruh haline bürünen biri olarak bana şaşırtıcı gelmişti ve yine bir Türk olarak aklıma gelen ilk şey “refah seviyesi yüksekliği” olmuştu. Ancak unutmuş olmalıyım parayla saadet olmaz 🙂 Aksine Danimarkalılar bu kültürü hayatlarının her anına, basit ve sade olmayı temel alarak entegre etmiş durumdalar; mimari yapılar, restoranlar, kafeler, ev ve mobilya aksesuarları, moda ve hatta renk tercihlerinde; krem, gri, bej gibi yumuşak tonlar kullanmalarına kadar birçok örneği var.
Farkına Varmak
Belki birçoğumuz -daha önce de dediğim gibi- bunu farkına bile varmadan yada adını koymadan gerçekleştiriyoruz; akşam ailenizle oturup çay içerken, loş ışık altında kitap okuyup keyif çatarken (hatırlayın, küçükken evde elektrikler kesilir; kelime oyunları ve mum ışığında gölge oyunları oynadığımız anlar vardı ya? İşte, hyggenin zirvesi.) vs. Ancak Hygge Felsefesini bu anlardan ayıran bir özellik var; bunu farkına vararak hatta planlayıp organize ederek ve hygge felsefesine uygun özel alanlar yaratarak gerçekleştirmek. Bu farkındalık, duygusal olarak bilinçli bir rahatlama, bir çeşit zihin sağaltma işlevi görüyor.
Hayatın koşuşturmacası içinde kimimizi içine çeken “o kadar çok işim var ve ben burada boşa vakit geçiriyorum” suçlamaları, “kendim için kaliteli vakit geçirdim” olumlamasına dönüşebilir bu sayede. Sevdikleriniz, aileniz, arkadaşlarınız ile bir araya gelip o anın tadını sıcak/samimi bir ortamda sohbet ederek, birbirinize veya sadece kendinize zaman ayırmak kime keyif verici gelmez? En güzel tarafı da tüm bunlar için cebinizden bir kuruş dahi (günümüzde oldukça önemli bir etmen) çıkmaması. Tabii ki kendinize ait hygge alanlarını geliştirmek, istediğiniz şekilde dekore etmek size kalmış ancak size huzur veren bir köşe yeterli. Unutmadan bu hygge anları ve alanları için ortam ekranlardan arındırmalı; Telefon, tablet, TV gibi…
Bir şans vermek
Hygge felsefesi, gün geçtikçe artarak devam eden stresli hayatlarımıza yeşil ışık yakabilir. Hangi ülke olduğu, kime ait bir kültür olduğu farketmez. İyi ve güzel olanı yakalamak bizim kurtarıcımız olmalı. Bunun geçici bir instagram trendi, bir anlık heves olduğunu düşünenler olabilir. Birçok kişi için öyledir de, her yaşam tarzı ya da kültürünü kabul etmemiz beklenemez, ancak ara sıra güzel şeyleri denemek, en azından bir şans vermek kötü bir şey değil.
O halde gelelim hygge felsefesini nasıl hayata geçireceğimize; The Little Book of Hygge kitabının yazarı Meik Wiking’in bu konuyla ilgili 10 manifestosu var. Hygge nedir? Hygge felsefesi nasıl hayata geçirilir? cevaplamak ve uygulamak bu manifesto ile daha kolay olacak. Buyurunuz;
Hygge Manifestosu
- Atmosfer : Elektrikleri kapatın yerine mum ışığının sakinleştirici etkisini göstermesine izin verin.
- Farkındalık (Mindfulnes) : Hygge gerçekleştirmek için o anın farkında olun, bunu bilinçli olarak ve isteyerek yapın. Ve bunu gerçekleştirmenin ilk adımı ortamı ekranlardan arındırmak!
- Yeme- İçme : Dünyada en zevk aldığımız şeylerden biri kuşkusuz yeme içme. Sevdiğiniz lezzetlere çikolata, kek, şarap gibi alternatiflere yer açın.
- Denge : Hygge ortamı sadece rahat bir alan değil, aynı zamanda güvenli olmalı; bu yüzden daha çok evlerle bütünleşmiştir. Kendinizi güvende hissettiğinize emin olun.
- Minnettarlık : Sahip olduklarınıza şükredin. İçinde olduğunuz an için başka hiç bir kirliliğe yer vermeksizin şükredin.
- Uyum : Ego ve kibirden kurtulun. Kendini övme ya da kıyaslama içine girmeden ortama uyum sağlayın.
- Rahatlık : Lüks eşyaya yada makyaja ihtiyacınız yok. Pijamalarınızı giyin, en yumuşak ve rahat yerinize kurulun.
- Ateşkes : Gün içinde ne tür sorun yaşamışsanız yaşayın onu günün geri kalanında bırakın. Farklılıklarınızı ve şikayetlerinizi rafa kaldırın. Gerilime zemin hazırlamayın.
- Birliktelik : Paylaşılan anılarınızı, bir arada oluşunuzu kutlayın. En çok eğlendiğiniz anıları hatırlamaya çalışın. Bu, aynı zamanda nostalji yaşamanıza da yardım edecek.
- Sığınak : Bu sizin alanınız ve zamanınız unutmayın. Hygge alanınız tüm kötü enerjiden korunduğunuz güvenli liman, tadını çıkarın!
Fotoğraflar: Alisa Anton, Annie Theby, Mary Louise, Omar Rodriguez, Tomáš Vydržal, Laura Chouette on Unsplash