Kadınların uzun süredir, iş hayatında aktif olarak yer aldığı bir dönemdeyiz. Her ne kadar hala belli bir kesim için alışılması zor bir durum olsa da, aslında iş hayatında kadın olarak yer edinebilmek, toplumsal cinsiyetimizle değil de fikirlerimizle, aklımızla, kişiliğimizle, çalışkanlığımızla varlığımızı gösterme çabası içinde olmak, biz kadınlar için pek kolay olmuyor.
İş Hayatında Kadın Olarak Yer Edinebilmek ve Toplumda Kadına Atfedilen Görevler
Belli bir döneme kadar, hatta bazı kesimlerde halen, kadına toplumda atfedilen görevler vardı. Evde çocuk bakmak, ev işleri yapmak, kocasını pohpohlamak, bebeğini pışpışlamak, herkesin gönlünü hoş edip günün sonunda yorgunluktan yığılıp ertesi gün aynı kaosa sorgusuz sualsiz katılmak vb. anti hümanist ve köleliğin 21.yy’da gövde bulmuş hali de diyebiliriz bu görevlere.
Günümüz kadınları, Amazon kadınları gibi erkeklerden nefret etmiyor. Hiçbir kadının amacı da, Amazonlar gibi bir gecede silahlanıp, tüm erkekleri öldürüp, yaşanılan ortamı kanlı bir anaerkil topluma çevirmek değil. Kadınlar sadece bir birey olarak algılanmak istiyorlar. Toplumsal cinsiyetçiliğin yok sayıldığı, fiziksel olarak yargılanmadan, aklımızın olduğunu da kabul ettirebileceğimiz sade bir birey olmak.
Kadının iş hayatında yer almasıyla birlikte artık erkeklerde evin sorumluluğunu paylaşmayı, çocuğun sadece; “agucuk gugucuk, bir gülücük, haydi bakalım ben kaçtım!” kısmıyla büyütülecek bir evcil hayvan olmadığını, kadınların da fikirlerinin olduğunu ve karar alabilme haklarının olduğunu algılamak zorunda kaldılar.
Fakat kadının iş hayatında yer alması, bazı cinsiyetçi işverenler ve egoist kişiler tarafından halen benimsenebilmiş değil. “Aile” adını verdiğimiz en küçük toplumsal birimdeki düzenlerini iş hayatında sürdürmek isteyen bu azınlık grubu, iş hayatında yer alan kadınlara eşitsizliğin yanında mobbing uygulamaya çalışmakta.
İş Hayatında Kadın – Erkek Eşitsizliği ve Mobbing
Dünya Ekonomik Forumu’nun 144 ülkeyi kapsayan ve ülkelerde ekonomik katılım ve fırsat, eğitime katılım, sağlık ve sağ kalım ve politik güçlenme gibi 4 tematik alanı değerlendirdiği Küresel Cinsiyet Uçurumu 2017 raporuna göre Türkiye 131. sırada yer alıyor.
Kadının hayatının her alanında olduğu gibi, iş hayatında da bir prototipi var maalesef. Bu prototipe iş mülakatına giren kadınlar en üst seviyede maruz kalmaktadır. Erkekler için çok fazla önem taşımayan konular, kadınların önüne engel olarak sunulmakta. TÜİK verileri eşit eğitim seviyesine sahip kadın ve erkek çalışanlar arasında, erkekler lehine bir ücret farklılığı bulunduğunu destekliyor.
Kadının iş hayatında sürekliliğinin olmadığı vurgusu her fırsatta yapılıyor.
İş mülakatlarında ve iş hayatında kadınlar önümüze çıkabilecek bazı engeller ve karşılaşmak istemediğiniz bazı cümleler;
- Nişanlı mısınız, evlenmeyi düşünüyor musunuz?
- Çocuk yapmayı düşünüyor musunuz?
- Doğumda aldığınız kiloları verebilecek misiniz?
- Bugün hasta gibisiniz, makyaj mı yapmadınız?
- Çocuk işe konsantre olmanızda engel olmaz mı?
- Duygusal yaşamınız iş hayatınızdaki kararlarınızı etkiler mi?
- Liderlik yapmak için kadın olmak sizce engel değil mi? Bu işi erkekler daha kolay yapabilir.
- Bu günlerde pek bir gerginsiniz, aylık döngüden mi?
- Servis elemanı eksik olduğunda bize çay kahve de yaparsınız değil mi?
- Hangi işi çok iyi yaparsanız yapın, siz bir görünmezlik pelerini içindeymişsiniz gibisine bu işi bir erkeğe atfetme.
- Aynı pozisyonda olup, siz MBA yaptığınız halde, erkek çalışanımızın sizden daha yüksek maaş alması sizi neden rahatsız etsin ki?
- Bugün mini etek giymeniz tacize açık olduğunuz anlamına mı geliyor.
- Bana espri yapmanız, gülümsemeniz beni baştan çıkarmaya çalıştığınız anlamına mı geliyor? Çünkü böyle yapan tüm kadınlar aranıyordur!
- Her şeyi bilmek size göre değil. Bu konuda artık fikir öne sürmeyin.
- Sosyal haklardan eşit yararlanamamak sorun olmamalı.
- Bu işi erkeklere bırakın. Elinizin hamuruyla erkek işlerine karışmayın.
- Oldu da çok çalışkansınız, bir şekilde terfi edildiniz. Bunun bilginiz, çalışkanlığınız sayesinde olduğuna kimseyi ikna edemezsiniz. Çünkü mutlaka, fiziksel olarak bedelini ödemiş olduğunuz algısını iş arkadaşlarınızın kafasında çürütemezsiniz.
İş Dünyasında Kadın İstihdamı İçin
Kadınların iş hayatı için oluşturulan “Cam Tavan Sendromu (Öğrenilmiş Çaresizlik)” algısının toplumdan kaldırılması gereklidir. Maalesef ki kadınların iş hayatından çekilmesinin sebepleri arasında; aile ve çocuk bakım hizmetlerinin yeterince desteklenmemesi, çalışma saatlerinin kadınlar için uygun olmaması, fazla mesaiye kalmanın kariyerde yükselme sürecini olumlu etkilemesi ve kadının iş yükünü arttırması, evliliğin kadının kariyeri için bir engel olarak görülmesi gibi maddelerden bahsedilebiliyor.(Türkiye İstatistik Kurumu, İşgücü İstatistikleri – Kasım 2017)
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 30 maddesine dayanılarak çıkarılan, 16 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazete’de Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmeliğin 13. maddesine göre;
Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun,
• 100-150 kadın çalışanın olması halinde emzirme odası kurma,
• 150 den çok kadın çalışanın olması halinde ise, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması ve bakılması, emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından kreş açma zorunluluğu getirilmiştir.
İş hayatında, kadınların pek de hoş karşılanmadığını farkındayız. Türkiye’de bazı belediyeler bu algıyı yıkmak, erkeklerin çalıştığı her alanda kadınlarında yer edinebileceğini göstermek için belirli uygulamalar başlattı. Antalya ve İzmir İtfaiye Daire Başkanlığı’nda itfaiyeci olarak görev yapan kadınlar. Yine İzmir’deki ESHOT ve Metro kullanıcıları, benzinliklerde çalışmaya başlayan kadın pompacılar, kadın taksi şoförleri, kadın kamyon şoförleri, tamirciler gibi, kadınların iş hayatında her alanda etkin olabileceği konusunda bizlere örnektir. Dileğimiz bu örneklerin hızla yaygınlaşmasının sonucunda normale indirgenerek algılanmasıdır.
İş Hayatındaki Kadın Ayrımcılığı Nasıl Önlenebilir?
- İş hayatında kadının toplumsal cinsiyet ayrımcılığını önlemek için önceliğimiz tabii ki, EĞİTİM.
- Kadınların eğitimine önem verip, onlara iş hayatlarına atılabileceklerini öğretmeliyiz. Bu konudaki örneklerle kız çocuklarının ufkunu açmalıyız.
- Ataerkil toplumu olmamız, kadınların çalışmasına engel olmamalı, kadınların iş yerlerinde yükselmesi gerekirse pozitif ayrımcılıkla desteklenmeli.
- Kadınlar için kariyer geliştirme programları düzenlenmeli.
- Kadınlar ve erkekler arasında fark gözetilmeden adil olunmalı.
- Kadın ev yaşamı ve iş yaşamını birbirine karıştırmamaya özen göstermeli.
- Kendi kararlarını, kendi seçimlerini kadın, kendi yapabilmeli,
- Üst düzeylerde bulunan kadınların, kadınları desteklemeleri gerekmekte.
- Erkek işi, bilim adamı, erkek alanı vb kavramlar ortadan kaldırılıp, bilim insanı, insan işi gibi söylemlerle eşitlik düzeyine çıkartılarak toplumu değiştirme konusunda katkıda bulunulmalıdır.
Kadın – erkek diye ayrıştırılmadan hep birlikte insanca yaşayabileceğimiz güzel günler dileğiyle.
Yararlanılan Makaleler: Kaynak 1, Kaynak 2, Kaynak 3.
Fotoğraflar