Maid Dizisi, Kadın Başına Savaşmak, Yazarlık ve Başka Şeyler

maid netflix

Maid Netflix’in son dönemde popüler olan mini dizisi. Sağlam bir hikayesi var, ayaklarının üzerinde duran kadın hikayesi en sevdiklerimizden. Dizide Andie MacDowell’ın da olması ayrı bir tatlılık katmış.

Hikâye kısaca şöyle: birlikte karavanda yaşadığı sevgilisinden duygusal ve fiziksel şiddet gören Alex, bir gece 3 yaşındaki kızını da yanına alarak karavandan kaçar. Gidecek yeri olmadığı için devlete sığınmak zorunda kalınca bitmek bilmez evrak işleri ve yalnız anne olmanın zorluğuyla çarpışmak zorunda kalır. Biz zaten ülkece bu kargaşaya aşinayız. Kadın sığınma evleri, uzaklaştırma kararı almanın zorluğu, alınan tedbirlerin geçersizliği… Çok tanıdık sorunlarla karşılaşacaksınız dizide.

Alex’in tek sorunu sevgilisi de değil üstelik.

Bir yandan ruhsal dengesizlikleri bulunan annesiyle de ilgilenmesi gerekir. Bir yandan çalışıp para bulması gerekirken bir yandan da içindeki yazarlık tutkusu onu içten içe kemirmektedir. Bu karmaşanın içinde çıkış yolunu temizlikçi olarak bulur. Maid, aslında Stephanie Land’in Maid: Hard Work, Low Pay ve a Mother’s Will to Survive adlı kitabından uyarlanmış. Fakat kitabın Türkçe çevirisi yok. Olsaydı, okuması keyifli bir kitap olurdu kesinlikle.

maid netflix andie macdowell margaret quilley

Biliyorsunuz, bizim ülkemiz dünyanın bir numaralı dram pompacısı. Maid bir Türk dizisi olsaydı muhtemelen Alex kötü yola düşerdi, dizinin sonunda sevgilisi Alex’i vururdu ama şükür ki öyle olmadı. İlham verici, sıcak ve derli toplu bir hikâye olarak bitti.

Alex’in yazarlığa olan ilgisi, zor zamanlarında kâğıda kaleme sarılarak yazması yani en zor dönemlerinde bile iç sesini dinleyerek tutkusundan kopmaması beni çok etkiledi. Hatta motive oldum, gaza geldim diyebilirim. Hemen yaratıcı yazarlık kurslarını araştırmaya başladım. Alex tuvalet temizledikten sonra yazıyorsa ben neden evde otururken yazmıyorum dedim. Bize nedense hep bir itici güç gerekiyor, Alex benim itici gücüm oldu.

Tutkularımıza sarılmak için o yöne itilmeyi bekliyoruz. Bazen de realistik nedenlerle tutkularımızın peşinden koşamıyoruz. Sonra da ruhumuzda oluşan tutku eksikliğini başka şeylerle doldurmaya çalışıyoruz. Sıkça alışveriş yapmak, aşırı yemek, çok uzun saatler boyu çalışmak… Oysaki asıl istediğimizi hayatımıza baştan entegre etsek hayatımız daha dengeli ilerleyecek. Ben hayalim olan yazarlıktan para kazanamayacağımı fark edip bir sürü farklı iş denedim. Hiçbirinde tutunamadım. Çünkü maddi getirisi daha yüksek işleri kovalarken yazarlığı bir kenarda sürdürmedim. Tamamen rafa kaldırdım, kendimi asıl istediğimden mahrum bıraktım. Belki bir kenarda yazarlığı da sürdürseydim girişimlerimde bu kadar başarısız olmazdım.

30 yaşıma gelmeden bu gerçeği fark ettiğim için mutluyum ve yazı yazdığım için de. Umarım herkes tutkusunu hayatına dahil etmenin bir yolunu bulur yoksa maddi ve manevi götürüsü, banka hesabınızdaki limiti bayağı aşıyor.

Daha fazla dizi önerisi için tıklayın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.