Marteniçka, bir iyi niyet ipi. Kırmızı-Beyaz renkte, yün veya pamuk ağırlıklı iki ipten burularak yapılan, baharı müjdeleyen, mart ayının gelmesiyle takılan bir süs ve aksesuar. Marteniçka, Tüm Kuzey Makedonya, Romanya, Moldova gibi balkan ülkelerinde de yaygın olan ancak Bulgaristan’ın sahiplenip önem verdiği ve kendi tarihinde canlı tuttuğu bir gelenek.
Türk Kültüründe Yeri Var
Aslında Türk kültüründe de yer bulan bu bağlama işleri (çaput bağlama, dilek ağaçları vb.), tüm dünyada var ve halen devam ediyor. Özellikle Anadolu’da oldukça yaygın. Birçok noktada çarpıtılmış ya da şimdiki inançlarımızla örtüşmeye zorlanarak yapılıyor olsa da insanoğlunun inanma ve her daim dilekte bulunma ihtiyacının en somut örneklerinden biri belki de. Ama ben tüm bunlarla ilgili konuşmak istemiyorum. İçimizi kıpır kıpır eden baharın gelişini hangi din, ideoloji veya kültür ile kutlayacaksak kutlayalım, içinde sevinç, huzur ve bolca umut barındırsın yeter.
Marteniçka bu umuda ve sevince güzel bir örnek! Yıllardır her mart taktığım takmak için önceden hazırlıklar yaptığım, pozitif destekleyici, iyileştirici ve harekete geçirici bir şey benim için. İleri derecede tembel olan beni bile, şöyle derinden bir temizlik yapmaya iten, fazlalıklardan kurtulma ihtiyacımı hatırlatan, çiçek ektiren; evimi ve balkonumu düzenlerken beynimi de temizleyip arındırmama yardımcı olan bir meditasyon resmen!
Marteniçka’nın makbul olanı,
İlk olarak, Marteniçka satın alınmamalı, hediye olarak gelmeli size, çünkü tamda bu noktada sembolize ettiği şey ortaya çıkıyor; iyilik hali. Marteniçkayı meydana getiren iplerden biri kırmızı; kanı, yani yaşamı sembolize eder, bir diğeri beyaz ise; saflığı, mutluluğu, sağlıklı olma halini temsil eder. Hediye aldığınız (kendiniz yapmanız daha makul) marteniçkayla, hediye edeceğiniz kişiye, sağlıklı ve iyi bir yaşam dilemiş sayılırsınız. Üstelik tek hediyeniz bu olmaz, bir de bir dilek hakkı sunmuş olursunuz.
Hediyeler verildi, mart geldi, bileğinizde veya üzerinizde taşıyabileceğiniz herhangi bir yerde marteniçka yerini aldıysa, şimdi sıra göklerde… Marteniçkayı, Mart ayı boyunca, göçmen bir kuş görene kadar takmaya devam ediyorsunuz bu sayede bol bol gökyüzünü seyretmiş oluyorsunuz ve içiniz açılıyor.
Leyleği gördüğünüzde tercihen bir toprak içine, saksı dibine, fidan dalına, bir taşın altına bırakabilirsiniz ipinizi ama çöp olarak değil bir sunuş olarak tabi ki.
Marteniçka’nın Kökeni Paganizm
Paganizme dayanıyor elbette kökeni, paganlık deyince ‘din karşıtı ve sapkın’ olarak damgayı basmak üzereyseniz buraya tıklayıp ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.
Paganizmin tarım kültlerinden, Bulgaristan geleneklerinden biri olan Baba Marta (marta nine) olarak adlandırılan, ‘Çestita Baba Marta’ (Marta nine’nin gelişi kutlu olsun!) nidalarıyla, toprağın verimliliğini ve yeniden başlayan doğa/yaşam döngüsünün kutlandığı bu kültür mirası UNESCO’nun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası kategorisine bile girmiş durumda.
Martenikaniçkayı çıkarmak için doğru zaman
Mart bitti ve hala leylek görmediyseniz üzülmenize gerek yok, çiçek açmış bir ağaca (mümkünse Mart sonunda gördüğünüz ilk çiçek açmış ağaç) dileğinizi dileyip bağlamanız yeter.
Dikkat etmeniz gereken şey ağaca herhangi bir zarar vermemek, unutmayın doğanın bahşettiği güzellikleri kutluyoruz, onu kirletmek ya da ona en ufak bir zarar vermek büyük bir hata olur! Meselemiz zaten iyilik ve güzellikle gelen biraz eğlence, yoksa eminim ‘git kurban kes dileğin kabul olsun’ diyecek olanlarda çıkacaktır. Aslında ikisi aynı şey; birinde kan akmıyor sadece bana göre!
Marteniçka Marteniçka
Çestita Baba Marta!
Mart ayı biraz kaprislidir bilirsiniz ne kıştır, ne bahar; bazen pikniğe çıkartır dönüşte ıslatır, mont giymesen olmaz giysen sıcak basar. Marteniçka ve onun verdiği umut, tüm bu geçiş sürecindeki değişimlere de daha sıcak bakmamızı sağlar. Çünkü kişileri daha iyimser ve daha umutlu yapar.
Bireyleri, toplulukları birbirine bağlar. 7’den 70’e her tarzdan her kesimden insanın taktığı bu tatlı aksesuarın birleştirici bir tarafı da var. Örneğin metrobüste işe giderken bileğinde marteniçka takmış birini gördüğümde nedensiz mutlu olurum. Benim için saflığı, temizliği temsil eder çünkü. Eminim gördüğüm kişi içinde benzer, iyi hisler yaşatıyordur. Bulgaristan göçmeni değilim ama onların aracılığıyla bu kültürü tanımış olmak, beraberinde mutluluk verici hisler yaşamak, mart ayı için ayrı bir heyecan duymak mümkün oldu. Bu vesileyle tüm Bulgaristan göçmeni arkadaşlarıma teşekkür ederim.
İlginizi Çekebilir;