Shakespeare kimdir? Neler başarmış ve nasıl günümüze kadar gelmiştir dedikten sonra dünyanın her yerinde bilinen Shakespeare eserleri ve konuları hakkında da bir yazı yazmak gerekiyordu.
Shakespeare’in insan psikolojisini anlamaktaki uzmanlığını, içimizdeki tüm iyi ve kötüyü eserlerinde ortaya koymaktaki ustalığını tartışmaya gerek yok tabii.
Ama eserlerini ve bize aktarmak istediklerini daha iyi çözümlemek için konuları hakkında fikir edinmek istersiniz diye düşünüyorum.
Ben, Shakespeare’e ait bir oyunu tekrar tekrar farklı sahnelerde izlesem de, konusunu ne kadar bilsem de her seferinde farklı bir hazla ayrılıyorum o salondan.
Shakespeare Eserleri ve Konuları
Romeo ve Juliet
Romeo ve Juliet’i okumasanız da, izlemeseniz de bilirsiniz. Yüzyılları aşabilen trajik bir aşktır onların arasında yaşanan. İmkansızı başarabilmek için, olmazları oldurabilmek için büyük bir çabadır.
Eser, Romeo ve çılgınca aşık olduğu Rosalind arasında başlıyor. Romeo, Rosalin’i görmek için gittiği bir baloda, Juliet’i dans ederken görüyor ve o anda Juliet’e çılgıncasına aşık oluyor. Juliet’te ona. Ama aileler kan davalıdır. Juliet başka biriyle evlendirilmek üzereyken Rahip Lawence’ten yardım alarak bir oyun oynamaya karar veriyor. Rahip, Romeo ve juliet’in nikahını ailelerin barışacağı umudu ile kıyıyor. Ama aile düşmalığının yanında, kötü talihte gençlerin yakasını bırakmıyor. Juliet, kendi düğün gecesinde 42 saat onu uyutacak bir ilaç alır, öldüğünü düşündürmektir amacı. Rahipte, bu oyunu Romeo’ya anlatacaktır. Romeo, Juliet’i kaçıracaktır. Ama plan düşünüldüğü gibi gitmiyor. Mutlu sona ulaşılamayan hikayelerden biri olarak biter.
Othello
“Bir insanın ruhuna işkence etmek, bedenine işkence etmekten daha acı verici olabilirdi…”
Kıskançlık kelimesinin tehlikesini biliyoruz. Ama ne kadar tehlikeli olduğunu daha iyi anlayacağımız bir eser var karşımızda. Türkiye’de “Arabın İntikamı” diye 1940’lı yıllarda sergilenen oyun, Shakespeare’in en iyi eserlerinden biridir. Karısı Desdemona’yı çok seven Magripli bir komutan olan siyahi Othello’nun hikayesidir bu. Kendi emrindeki subaylardan birinin aklına kötülük tohumlarını serpmesiyle sakin ve sevgi dolu bir adamdan, karısını öldüren birisine dönüşebilen Othello’nun hikayesidir bu… Süreçleri çok iyi işleyen Shakespeare, insanların içindeki duyguların onları nasıl yönetebildiğini ve insanın nasıl evrilebileceğini bizlere en açık haliyle göstermeye çalışmıştır.
Macbeth
Bir şeyi bilememek, geleceği öngörememek, biz insanların en büyük korkusu değil midir? Ya da öngördüğümüz bir gelecekten uzaklaşmak… Macbeth bize bunu anlatır. Kahramanımız Macbeth, zaferle çıktığı bir savaş alanından eve dönerken üç cadıyla karşılaşıyor. Cadıların kehanetleri ve Macbeth’in hayalleri birleşiyor. KEndi gücünü ve olduğu yeri cadılara borçluymuş gibi hisseden Macbeth, bir zaman sonra bir cadı kuklasına dönüşüyor. Macbeth herşeyini kaybedene kadar cadıları ve kehanetlerini gerçekleştirmek için elinden geleni ardına koymuyor. “Asla yapmam…” dediği şeylerin, hepsini yaptığını gören Macbeth gerçeği algıladığında iş işten çoktan geçmiş oluyor. İçgüdülerimiz ve bastırılmış duygularımız bizi nereye kadar götürebilir?….
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Dramdan ayrılan bu eserin konusu “aşk “ üzerine kurulu olsa da, aslında üstat burada, her şeyin geçici olduğunu anlatmaya adamıştır kendini. Mitolojik ve Rönesans Dönemi karışımından ortaya çıkmıştır eser. Hermia ve Lysandar aşkı vardır ortada. Ama Babası kızını başk biriyle evlendirmek ister, o buna aşık, şu diğerine derken değişik bir aşk zinciri ortaya çıkar. Periler işe el atmaya karar verir ve zincir karmaşıklaşır. Periler Kralı Oberon,Helena’ya acıyıp ona bir jest yapmaya karar verir. Çünkü iki aşık kaçmışlardır. Helena, ortalığı o kadar karıştırmaya çalışsa da, Lysandar’a aşık ortada kalıvermiştir.Oberon, yardımcısı Puck’tan bir aşk iksiri yapmasını ister. iksir kimin gözüne değerse, ilk gördüğü kişiye aşık olur. Sonrasında ise, komedi silsilesi olarak oyun devam eder. “Aşkın gözü kördür.”mesajını rahatça çıkarabileceğiniz rastlantısal aşkları görürsünüz. Neyse ki iksirin etkisi sınırlı bir süre içindir. İksirin etkisinden kurtulan herkes, bunun bir rüya olduğunu düşünür. Her duygu gelip geçici midir? Bunun üzerinde biraz daha düşünmeliyiz…
