KÜÇÜK PRENS / ANTOİNE DE SAİNT-EXUPERY
Küçük Prens Fanatikliği yazdım başlığa. Muhakkak etrafınızda ANTOİNE DE SAİNT-EXUPERY’in yazdığı Küçük Prens kitabını okuyup çok etkilenen, etkilendiği için de Küçük Prens ile resimlenmiş çanta, bardak, poster vb şeyleri biriktiren kişiler, hatta abartıp sempatik görünüşü yüzünden dövme yaptıranlar vardır diye tahmin ediyorum. Pekii, hiç kitabı okumadan, anlamadan, kitapla bir bağlantılı anısı olmadan bunları yapanlar…!
KÜÇÜK PRENS FANATİKLİĞİ / ANTOİNE DE SAİNT-EXUPERY
“Küçük Prens” fanatikliği diye bir durum var. Hala okumayan varsa diye yazıyorum. İlk okuduğumda henüz 13 yaşındaydım. Ortaokulda Fen Bilgisi öğretmenim hediye etmişti. Hala zaman zaman gündem olur bu kitap, içinde geçen her satır dolanır dillerde. Ne kadar sosyal medya varsa paylaşılır sözleri, dövmelerini yaptıranlar, “Ayy okumadın mııığğ” diye yaklaşanlar, okuduğu satırlarda gerçekten kaybolanlar ve içselleştirip hayatına bu kitap ile yön verdiğini söyleyenler…
Siz hangi taraftasınız bilmiyorum…
KÜÇÜK PRENS FANATİKLİĞİ
Ama fanatikliğini anlamıyorum, hiç okumadığını bildiğim bir insanın sırf hoş görünüyor diye yaptırdığı dövmelerini gördükçe içim bir tuhaf oluyor. Popüler kültürün cilvelerinden biri de bu sanırım. Sizin için gerçekten anlamlı ve hatıralarla dolu bir şeyi, sadece birileri görünüş olarak sempatik buluyor diye, anlamını bilmediği, derinine inemediği halde kendisine meze yapabiliyor. Ne kadar üzücü “Küçük Prens’imin” bile popüler kültüre meze oluşu… Neyse daha az önce böyle bir şeyle karşılaştığım için de öfkeyle yazıyorum.
Ben mi? Henüz dövme yaptıracak fanatikliğe ulaşamamış olsam da kitabın hayatımda çok önemli olduğunu biliyorum. Çünkü bu kitap sayesinde bugün yapmış olduğum mesleği seçtim. En sevdiğim öğretmenim hayatıma yön verendi, kitap değil… Ben bana hatırlattığı anıları sevdim. Ne zaman yaptığım iş beni yorsa, pes etmeye bir adım yaklaşsam açar açar okurum satırlarını. Çocuk kitabı kategorisinde olan bu kitap aslında yetişkinlere daha çok hitap ediyor ve insanların büyüdükçe çocukluk ruhunu, çocuk psikolojisini ne denli unuttuğunu gözler önüne seriyor. O zaman hatırlatıyorum kendime;
Ve daha çok sarılıyorum işime;
“Ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden”