Okulsuz Büyümek- Ben Hewitt Kitap İncelemesi

Hewitt, ailesiyle (iki oğlan çocuğu ve eşi Penny) birlikte kırsal yaşamlarını ve hatta bu kırsal yaşama geçiş evresini zaman zaman çocukluğuna inerek anlatıyor okulsuz büyümeyi. Bilimsel olarak çok destek görmesede deneyimsel olarak okulu bir destek değil köstek olarak görüyor aslında. Bunu yaparken aksini seçmiş olanları yargılamaktan uzak durmaya çalışıp farklı bir bakış açıcı getirmeye çalıştığını ileri sürüyor. “Okulsuz Büyümek” gelenekselleşmiş fikirlerimizi değiştirmemizi değil, başka bir yerden de bakabilmeyi sağlamaya çalışıyor. O halde çocuğu okul çağına yaklaşan ebeveynler el kaldırsın! 

Üçüncü dünya ülkelerine yakınlığımız ve hatta deneyimimiz göz önüne alındığında “eğitimsiz” bir toplumun nelere mal olduğunu tahmin edebiliyoruz. Kulaklarımıza inanamayacağımız bir tabu gibi görünsede aslında Hewitt ve ailesinin savunduğu okulsuz büyümek bir devrim değil. 1921 yılında temelleri atılan Summerhill Okulu (Özgürlük Okulu); çocuğun okula değil okulun çocuğa uyum sağlaması gerektiği görüşünü savunan İngiliz yatılı okulu. Benzer görüşte olan bir diğer okul ise; 1968’de kurulan Massachusets, Framingham’daki Sudbury Valley Okulu.

Okulsuz Büyümek Fikri?

“Okulsuz Büyümek” ilk olarak çılgınlık gibi görünsede arka planda daha derin bir bakış açısına sahip. Örneğin sanılanın aksine asla eğitimsiz olmak anlamına gelmiyor. Burada eğitimden çok eğitim sistemi bombardımana tutuluyor. Aynı yaşta, benzer kültürel ve ekonomik özellikte olan çocukların kapalı bir sınıfta belli öğreti ve yönlendirmelerin yaratıcılıklarını körelttiğini savunuyor. Hatta not sistemi ve arka plandaki yaşamların tutarsızlıkları da göz önüne alındığında bunun kesinlikle adaletsiz bir sistem olduğunu söylüyor. Ayrıca bu durum çocuklar üzerinde inanılmaz bir baskı ve duygusal çöküşe neden olabilecek önemli bir etken. Bu ayrıntıları en çok kendi hayatından örnekler vererek anlatan Hewitt, okulsuz eğitim için illa bir arazi olmasına gerek yok herkes kendi dinamiklerine yönlenmeli diyor. Hewitt’e göre çocuklara daha fazla özgürlük vermek aynı zamanda kendimize verdiğimiz özgürlük anlamına geliyor. Kendinizi özgürleştiremeden onları özgürleştiremezsiniz…

Neden Okulsuz Büyümek?

Kitabın kabataslak neden okulsuz büyümeyi savunduğunu anlatmak için kendimce birkaç madde listeledim;

  • Ödül ve ceza sistemine dayalı not ve puanlama sistemiyle psikolojik baskı uygulamak
  • Günlük ihtiyaçlar ve okulda geçirilen zaman göze alındığında çocukların kendilerine ayıracağı vaktin yok olmasına sebep olmak
  • Her çocuğa aynı şeyleri aynı şekilde öğretmeyi yönlendirmek
  • “İdeal öğrenci” kavramına dayalı kopya bireyler ortaya çıkarmak
  • Her bireyin ihtiyaç duyduğu bilgiler farklı olmasına rağmen bunu göz ardı ederek tüm çocukları belli bir kalıba sığdırmak

“Okulsuz eğitim keşfetmenin kendisi üzerinedir.”
“Öğrenmek, öğretilemez.”

Ben kitap boyunca ve hatta okuduktan sonra bol bol doğudaki çocuklarımızın okul ile olan ilişkisini düşünmeye çalıştım. Okula zor şartlar altında devam edip istekli olan çocuklarımızın akademik başarıları, elinin altına her imkan serilmiş çocuklara kıyasla ne kadar da yüksek değil mi? Her ne olursa olsun zorla güzellik olmuyor. Kitabın, “eğitim nedir?” sorusu üzerine düşünmenizi sağlayacağı kesin ama sizi ikna eder mi emin değilim. Eğitimin amacı nedir? Sosyalleşmek mi?, doğadan uzaklaşmak mı?, en iyi eğitimin bir uzman gözetiminde mi gerçekleşebileceği…?

“…insanlara merak ettikleri şeyleri istedikleri zaman öğrenme özgürlüğü verildiğinde, ateşli bir tutku ve enerji ile öğrenmeye başlıyorlar.”

Bana göre okulsuz büyümek; “çok gezen mi yoksa çok okuyan mı bilir” tartışmasına benziyor.

Okulsuz Büyümek- Ben Hewitt Okuyucuya Not

Her ne kadar kitap oldukça kişiselleşmiş deneyimlerle ilerliyor olsa da Hewitt’in, öğrenimleri için çocuklara karşı yapılabilecek naçizane bazı fikirleri var.

Kuralları yıkın: Okula giden çocuğunuzu bir gün okula göndermeyip dışarıda ya da evde birebir vakit geçirin ve gözlemleyin.

Haberleri dinlemeyin: Medyadan kendinizi uzak tutun ve kötü haberlerin enerjinizi sömürmesine izin vermeyin.

Evde vakit geçirin: sanırım bunu pandemi dolayısıyla hepimiz yaşadık ve dışarıya çıkmanın kıymetini anladık 🙂

Çocuğunuzla birlikte bir şey yapın: Yapım aşaması yetenek ve sağduyu gerektiren bir şey ortaya çıkarın. Bir ağaç ev veya barınak…

Çocuğunuzla birlikte bir şey yetiştirin: Birçok kazanımının yanında bu çocuğunuzun kendi kendini doyurabilmesinin mümkün olduğunu gösterecek.

Dışarıda vakit geçirin: Hava şartları ne olursa olsun tamamen plansız dışarıya çıkın ve tam anlamıyla yaşayın. Zor hava şartları varsa zorlanın.

Dışarıda uyuyun: :adırda değil, dışarıda. Sabah kalktığınızda üzerinizde çiğ olsun diye bunu sonbaharda yapmayı deneyin.

Çocuklarınızın oyunlarından uzak durun: Öğretme güdünüzü bir tarafa koyup kendi yollarını bulmalarına fırsat verin.

Çocuklarınızı işe yarar olmaları için donatın: Çocuklarınızın size hiç yardımı dokunmayacağını bilsenizde onlara bazı görevler verin ve iş paylaşımı yapın. düzeltmeleri yerine dağıtıyor olsalar bile buna müsaade edin.

Güvenin: Sorumluluk vermedikçe bu duygu gelişemez. anlamlı sorumluluklar verin ve onlara güvenim. Kalıplaşmış eğitim sisteminde bu neredeyse hiç yok!

Tercihler önemli: Çocuklarınıza karşı yapacağınız tercihleri önceden planlayın. Tercihinizin inşa etmeye çalıştığınız dünyayla uyumlu olmasına dikkat edin.

Uyum sağlamaktan korkmayın: Bazen sadece uyum sağlayın. Ancak uyum sağladığınızın farkında değilseniz korkmaya başlayın!

Kimle Okusun- Kimler Okumasın

Ebeveynler, eğitimciler, okul ile ilişkisini sorgulayanlar, kırsal hayata ilgi duyan ve nasıl yönetilir üzerine merakı olanlar mutlaka okusun.

Biyografi- otobiyografi sevmeyenler, fikirleri inatçı olanlar, şehir hayatına alışık seriler, böcek görmeye tahammülü olmayanlar ve gübre kokusundan midesi bulananlar okumasın.

Not: Okulsuz Büyümek çok sevdiğim Sinek Sekiz yayınevinden çıkıyor buradan tedarik edebilirsiniz. Keyifli okumalar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.