1 Günde Bitecek 10 Kısa Kitap Önerisi

1 Günde Bitecek 10 Kitap Önerisi

Çok acayip bir dönemden geçiyoruz ve bizden beklenen en önemli şey; evde kalmak. Öyle inanılmaz zorlu bir görev değil. Üstelik bu durum geçici. O yüzden fırsat varken zamanı iyi değerlendirip kitap okumaya dönmemiz lazım. Bu yazıyı biraz da bana her fırsatta ¨Kitap okumaya nasıl zaman buluyorsun?¨ diyen arkadaşlarım için yazıyorum. Bana daha önce de size sunulmayan tılsımlı bir zaman dilimi bağışlanmıyordu. Ben başka şeylerden vazgeçerek –televizyon izlemeyerek, yolda müzik dinlemeyerek, telefona saatlerce bakmayarak ve bazen uyumayarak- kitap okuyabiliyordum. Şimdi de evden çalışmaya devam ediyorum ama ulaşımda vb. vakit kaybetmediğim için zamanı daha verimli kullanabiliyorum.

Sizin için de yalnızca bir günde bitireceğiniz on kitap önerisi hazırladım. Herhangi bir sayfa sayısını baz almadım ama genel olarak hepsi “ince” kitaplar. Ayrıca bir günde dediğime bakmayın kimi yarım saatte biter ama hepsi çok sevdiğim, bana bir şeyler katan, okumaya motive eden ve yalnız bir kitaba odaklanıp günün sonunda onu bitirmenin mutluluğunu yaşatacak cinsten.

Melisa Kesmez – Nohut Oda

Çoğu insan romanı öyküye tercih eder. Bunu pek anlamıyorum. Ben öykülere bayılırım. Bu kitap da benim bu dönem okuduklarımdan biri. Yazar bu kitabı kabuğunu arayanlara ithaf ediyor. O kadar naif, o kadar gerçek ve akıcı ki. Sanki bir arkadaşım yazmış gibi hissettim. Beş öyküden oluşuyor ve hepsini ayrı sevdim. Ama Kalanlar bambaşkaydı benim için.

Haruki Murakami – Tuhaf Kütüphane

Murakami bir dünya yaratıp sizi de o dünyanın parçası yapma konusunda çok ileri seviyede. Tuhaf Kütüphane büyükler için yazılmış bir masal gibi, fantastik bir öykü. Bir çocuğun Osmanlı İmparatorluğu’nda vergi tahsil sistemi üzerine aradığı bir kitapla başlıyor her şey. Sonrası adı gibi tuhaf olaylar zinciri. Kitap hem eğlenceli hem tedirgin edici. Son olarak, listedeki en çabuk bitecek kitap bu. Yarım saat bile sürmez içi resim dolu. Ama o illüstrasyonları da çerçeveletip duvara asmak istiyorum, o derece.

İnsan Nedir? – Mark Twain

Bu kitapta şüpheci ve tecrübesiz genç bir adamla bilgili yaşlı bir adamın diyaloglarını okuyoruz. Bu iki kahraman insan üzerine, davranışlarını ve düşüncelerini irdeleyerek sohbet ediyor. Aslında daha çok tartışıyorlar. Zaman zaman çok saçma bulduğunuz önermelere katılıyorsunuz ya da çok şüpheci yaklaştığınız durumlara hak veriyorsunuz. İnsana kendini ve inandıklarını sorgulatan bir kitap.

“Milyar dolarla doğmuş bir bebeği düşün. Kişisel değer bunun neresinde? Hiçbir şey olmadan doğmuş bir bebeği düşün. Kişisel kabahat bunun neresinde? Şakşakçılar ilkine yaltaklık edecek, hayranlık duyacak, tapacak. İkincisi ise hor görülecek, ihmal edilecek. Mantık bunun neresinde?”

Ömür İklim Demir – Muhtelif Evhamlar Kitabı

Trajik hayatlar, olağan sorunlar, bugünün insanları, aşk arayışı, türlü türlü yalnızlıklar… Önce adına vurulmuştum sonra içindeki öykülere. Beni bu kadar şaşırtan, beklemediğim yerden vuran bir öykü kitabı daha olmadı. Muhtelif Evhamlar Kitabı 2019’da okuduğum son kitaptı. Umarım bu yazardan okuyacağım son kitap olmaz. Şiddetle, ısrarla, mutlak suretle tavsiye.

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu – Stefan Zweig

Bir günde bitecek kitaplar listesi yaparken Stefan Zweig’ı düşünmemek imkansız. Tek sorun listeye hangisini alalım? Zweig söz konusu olunca seçim yapamıyorum. Satranç, Korku, Olağanüstü Bir Gece ve Amok Koşucusu da diğer favorilerim. 1920’li yılların ilk yarısında yazdığı Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’nda ise adı sanı belli olmayan bir kadının aşkına tanık oluyoruz ve aslında uzun bir mektup okuyoruz. Zweig insanın aklına hep yeni olasılıkları getiren bir yazar. Bu kitabında da psikolojik tahlilleri, akıcı ve sade anlatımı sizi o döneme sürüklüyor ve hikaye gözünüzün önünde film gibi akıyor.

Sıfır Noktasındaki Kadın – Neval El Seddavi

Bazı kitaplar çok üzer, hatta yıpratır ve kitap bittikten sonra bir süre kendinize gelemezsiniz hani. Sıfır Noktasındaki Kadın onlardan biri. Neval El Seddavi, kocasını öldürüp idama mahkum edilmiş Mısırlı fahişe Firdevs ile hücresinde görüşüp bize onun hayatını anlatıyor. Kadın olmanın, fahişe olmanın, tacize uğramanın, dayağa maruz kalmanın ve çok daha fazlasının ne demek olduğunu düşündürüyor.

“En çok nefret ettiğim erkekler bana öğüt vermeye kalkışanlar ya da beni yaşadığım hayattan kurtarmak istediğini söyleyenlerdi. Onlardan daha çok nefret etmem, benden daha iyi olduklarını ve yaşamımı değiştirmek için bana yardımcı olabileceklerini sanmalarındandı.”

Kağıt Ev – Carlos Maria Dominguez

Arjantinli yazar Dominguez “Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir.” diyor Kağıt Ev’de. Tam olarak kitap aşıklarının okuması gereken bir kitap bu. Kağıt Ev, yirmi bin civarı kitaba sahip olan, varını yoğunu kitaplara harcayan bir adamın acıklı öyküsünü konu alıyor. Üstelik kitapta değerli eserlerden de sıkça bahsediliyor. Kimi sevdiğiniz yazarların çıkıyor kimini de not alıp sonrasında okumak istiyorsunuz.

İnsan Ne İle Yaşar? – Lev Tolstoy

İyiliğe, sevgiye, merhamete, dürüstlüğe en çok ihtiyacımız olan zamanlardan biri. Tolstoy’un İnsan Ne İle Yaşar? öyküsü, diğer dört öyküyle birleşip bu kitapta bize ders niteliğinde mesajlar veriyor. İnsanlığa olan inancınızı sorguluyorsanız, neyle yaşadığınızı düşünüp, bu kitabı da kendinize pozitif bir rehber olarak alabilirsiniz.

“Kendimi bildim bileli birbiri ardına kitap satın alıp duruyorum. İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.”

Ermiş – Halil Cibran

Lübnan asıllı Amerikalı yazar, kült eseri Ermiş’te El Mustafa isminde bir adamın 12 yıl kaldığı şehirden ayrılırken orada yaşayanlarla arasında geçen son konuşmayı anlatıyor. İnsanlar “Ermiş”e  özgürlük, sevgi, din, evlilik, çocuklar, ölüm gibi pek çok konuda soru soruyor. Cevaplar ise tekrar tekrar okunacak ve altı çizilecek cinsten.

“Birlikte vakit öldürmeyi dört gözle beklediğiniz kişi değilse, nedir dost?”

Pyongyang: Kuzey Kore’ye Bir Yolculuk – Guy Delisle

Kuzey Kore’yi merak eder misiniz? Ben belgesel, YouTube videoları ne varsa izlerim. O yüzden hakkında çok az bilgiye sahip olduğumuz Kuzey Kore’de geçen grafik roman tarzındaki bu kitabı da okudum. Kanadalı yazar iş için gittiği Kuzey Kore’nin başkenti Pyongyang’da geçirdiği iki aylık tecrübesini anlatıyor. Zaman zaman yazarın Korelileri aşağılamaya varan cümlelerini saymazsak –tabii ki Batılı kimliğini sonuna kadar hissettiriyor yazarımız(!) ama bazı yerlerde de hak vermemek elde değil- kitap gayet güzel, akıcı ve bilgi verici.

Kısa Kitaplar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.