Antik Çağın Işık Saçan Kadını: HYPATİA

Özellikle kadınların karanlığa daha çok maruz kaldığı zamanlar; Antik Çağda bilimin peşinde koşan; zekası, güzelliği ve erdemliliği ile dünyaya ün salmış bir kadın var: Hypatia. Mısır, İskenderiye’de matematikçi, astronom ve felsefeci Antik Çağın ışık saçan kadını Hypatia, çağının ötesine uzanmayı başardı ancak karanlığın kıskacından kurtulamadı. Kadın oluşu, İncil’de yazılanlarla bağdaştırılarak hedef gösterildi. Işığı söndürülen Hypatia, hafızalardan silinemeyecek katledilişi ile insanlığın utanç listesine eklendi. 

Hypatia Kimdir?

MS 370-415 yılları arasında İskenderiyeli Teon’un kızı Hypatia, babasının desteğiyle dünyanın ilk kadın matematikçisi idi. Aynı zamanda gökbilimci ve babasından (babası matematik ve astronomi dersleri veren bir öğreticiydi) farklı olarak sağlam bir felsefeci olarak tüm dünyadan felsefe öğrencisine, “Mouseion” (İskenderiye Eski Üniversitesi)’de, henüz 20’li yaşlarında ders veriyordu. O zamanlar İskenderiye Üniversitesi; Hristiyan, Yahudi, Pagan gibi her dini kesimden öğrenci bulunduruyor; O, hepsi tarafından seviliyor ve saygı duyuluyordu. İskenderiye’de doğmuş fakat öğrenimini Atina’da tamamlayarak tekrar İskenderiye’ye dönmüştü. Hypatia, aynı zamanda Helenistik bir Pagandı. Bu, kadın olmasının dışında hazin sonuna neden olan diğer etmen olacaktı.

Gelişen Olaylar

Hypatia, İskenderiye’deki Neoplatonik Okul’un dekanı oldu. Bu, Hristiyanlığın, Bizans İmparatorluğu’nun resmi dini olarak ilan edilmesiyle eşzamanlı gerçekleşti. Hiç evlenmedi. Güzelliği ve başarılarıyla göz dolduran, çağının son bilgin kadını, ataerkil baskıya maruz kalıyor, birçok kişi kendisiyle evlenmek istiyordu. Bunlardan biri, yine öğrencisi; İskenderiye Piskoposu olan Cyril’di. Cyril’in evlilik teklifini: “ben bilimle evliyim” diyerek zarifçe reddetti. Tahmin ettiğiniz gibi bu olaydan sonra Hypatia, bir günah keçisi haline gelecekti ve ardından gelenler korkunçtu. Bağnaz Cyril için hazmedilemeyen bu olay; dedikodulara, dini sebepler (Bir kadının bu denli göz önünde olmaması gerektiği, Pagan bir kadının Hristiyanlara ders vermemesi gerektiği, öğrencilerinin aklını karıştırdığı gibi) öne sürülerek Hypatia’nın hedef haline gelmesine neden oldu.

Hypatia’nın Işığı Nasıl Söndürüldü?

Bir akşam ders verdikten sonra evine dönen çağının bilgin kadını, bir grup keşiş tarafından (Cyril içlerinde değildi) arabasında sıkıştırıldı. Sürüklenerek Sezaryum Kilisesine götürüldü. Burada büyük bir nefrete ve şiddete maruz kaldı. Önce aşağılanıp kıyafetlerini tamamen çıkardılar ve bir takım kesici aletlerle derisini canlı canlı yüzdüler. Ancak gözü dönmüş, nefretin ve kinin vücut bulmuşları için bu yeterli değildi. Döneminin en önemli bilim insanı bunca eziyetin ardından dörde bölünerek insafsızca yakıldı.

Çektiği Acı Cezasız Kaldı

Asıl üzücü olan, antik çağın ışığı, büyük bilgin Hypatia’nın bu iğrenç suistimalinin cezasız kalmış olması. Cyril, hem Latin hem de Rum Ortodoks Kiliselerinde bir aziz olarak tanınmaya devam etti. 

Bu olayın azmettiricisi ve katilleri cezasız kalsa da; çalışmaları, çağının ötesinde sahip olduğu entelektüel kişiliği ve özellikle kadınlar için benzersiz bir ilham kaynağı olarak hem hafızlarda hem kalplerde yer almaya devam etti, ediyor. Bu konuda izleyebileceğiniz 2009 yapımı Agora filmi; İskenderiye Kütüphane’sini Hristiyan fanatiklerinden kurtarmak için nasıl mücadele ettiğinin kurgusal hikayesini anlatıyor. İspanyol yapımı filmde Hypatia’yı canlandıran kişi; Rachel Weisz.

Konuyla alakalı okuyabileceğiniz Türkçe kitaplar; Soner Tuna’nın kaleminden “İskenderiyeli Hypatia” ve aynı isme sahip diğer kitap ise Maria Dizielska’ya ait.

Kaynaklar:

https://www.encyclopedia.com/women/encyclopedias-almanacs-transcripts-and-maps/hypatia-c-375-415

https://www.smithsonianmag.com/history/hypatia-ancient-alexandrias-great-female-scholar-10942888/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.