Berlin Gezi Notları 1: En İyi Müzeler ve Mutlaka Görülmesi Gerekenler

Berlin gezisi için ön kabulüm kesinlikle çok pozitifti. “Bayılacağım, aşık olacağım, benim için bir Helsinki bir Londra olacak bu şehir” derecesinde bir pozitiflikten bahsediyorum. Öyle olmadı. Ama tarihi, nefis lezzetleri, doğası, sanatı, kültürlerin iç içe geçmiş hali size bir şekilde kendini sevdiriyor. Sonra da durup durup özletiyor. Parti severlerden, sanat bağımlılarına Berlin’de herkese göre bir şeyler var. Yeme-içme ve alışveriş meraklılarını böyle alalım.

Ben gece insanı değilim (bkz: yaşlılık). O yüzden eşimle birlikte gittiğim Berlin seyahati, genelde 7-8 gibi güne başlayıp, delice yürüyerek, müze gezerek, fotoğraf çekerek, bit pazarlarında dolaşarak, yerlilerin arasına karışarak, graffiti arayarak ve iyi kahve-tatlı ikilisi peşinde koşarak geçti. Siz de rotanızı zevkinize göre belirleyin. 

Berlin gezi notlarına geçmeden önce son bir şey; Berlin gibi sistemli bir şehre renk katanlar; Türkler. Bunu kimse inkar etmesin. Mesela sessiz sakin bir yerde gezinirken çılgınca kornalar çalmaya başlar siz ne olduğunu anlamaya çalışırken görürsünüz ki Mercedeslerden oluşan bir düğün konvoyu geçiyor… As bayrakları!

Berlin’in Olmazsa Olmaz Bölgeleri

Berlin kesinlikle bölge bölge çok değişken bir şehir. Kimi bölge daha düzenli kimi daha eğlenceli, kimi daha sofistike kimi daha samimi. Hepsine olmasa da çoğuna yolunuz düşecek. Mesela Mitte havalı olan. Kültür-sanat merkezleri, Müzeler adası, ünlü Brandenburg Kapısı, Reichstag yani parlamento binası gibi şehir simgeleri hep burada.

Kreuzberg! Bizdeki her semte yabancı bir ikiz buluyoruz ya. Şöyle diyebilirim, Kreuzberg buranın Karaköy’ü gibi. Eskiden sadece Türk mahallesi tadında olsa da sonra sanatçıların, hipsterların akımına uğrayıp üçüncü dalga kahvecilerin ve dolayısıyla gençlerin buluşma noktasına dönüşmüş. En hip yerlerden biri. East Side Gallery ve meraklılarına gece hayatı için tercih edilen pek çok mekan burada. Adım başı graffiti, sanat, ve tabii ki kahve önünde tavla oynayan amcalar, evlenecekler için ‘çeyiz sarayları’ gibi tüm Türk işi şeyler de burada.

İyi yemek, güzel kafeler, harika binalar, açık otoparkın terasında bulunan ve herkesin birbirine tavsiye ettiği restoran-bar Klunkerkranich ve zeytinyağlı dolmadan pilava canınız ne istiyorsa bulabileceğiniz Türk pazarı ilginizi çekiyorsa mekanınız Neukölln.

Charlottenburg şehrin alışveriş noktalarından biri ve bizim konaklamayı tercih ettiğimiz yer – otelin adı: Park Plaza Berlin Kudamm. Kaldığımız otel metro durağına çok yakın olduğu için ulaşım sorunu hiç yaşamadık. Ünlü alışveriş caddesi Kurfürstendamm, Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezlerinden KaDeWe ve bahçeleriyle ünlü Berlin’in en büyük sarayı Charlottenburg Palace da burada yer alıyor.

Oberbaum Köprüsü Friedrichshain ve Kreuzberg’i bağlıyor. Sovyet zamanından kalma binaların olduğu bulvar Karl-Marx-Allee ve muhtemelen şehrin en kalabalık ve gürültülü barlar caddesi Friedrichshain bölgesinde.

Hipsterların göz bebeği Prenzlauer Berg’de pazar günleri kurulan bitpazarıyla Mauerpark bulunuyor. Metrodan çıktıktan sonra etrafa bakının, mutlaka iyi duvar resimlerine denk geleceksiniz.

Berlin’de Gezilecek Yerler

Reichstag – Parlamento Binası

İhtişamlı cam kubbesiyle dikkat çeken bina, ziyarete açık. Sıradan bir parlamento binasından çok uzak, mutlaka görmekte yarar var. Kubbeden Berlin manzarası da bonusu. Ama mutlaka önceden online kayıt oluşturarak ziyaretinizi planlayın, onu da buradan yapabilirsiniz.

Brandenburg Kapısı

Burası Berlin’in en meşhur noktalarından biri. 18. yüzyıldan kalma Brandenburg Kapısı, Unter den Linden adlı caddenin başında bulunuyor.

Holocaust Memorial

Brandenburg Kapısı’nın yanında kalan, 2005’te açılan Memorial to Murdered Jews of Europe, “Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı” büyüklü küçüklü ve farklı yüksekliklerdeki beton bloklardan oluşan bir anıt.  

Tiergarten

Şehrin kalbinde ‘orman’ diye adlandırmanın daha uygun olacağı bir park Tiergarten. İnanılmaz yeşil, tamamen kendi halinde ve çiçeklerle ‘Berlin Belediyesi’ falan yazmamışlar. Biz boydan boya yürüdük ara ara kaybolduk ama yine de bitiremedik. 5 kilometrekarelik bir alandan bahsediyoruz. Eskiden soyluların avcılık için geldiği bu parkı şimdi doğada bir mola vermek isteyen herkes tercih ediyor. Koşanlar, yürüyenler, herkes burada.

Berliner Dom – Berlin Katedrali

Müzeler Adası üzerinde bulunan Berlin Katedrali şehrin benzersiz simgelerinden biri. 300’e yakın basamağı tırmanarak –oldukça dar bir merdivenden çıkıyorsunuz- Berlin’i kuşbakışı seyredebilirsiniz. Yalnız savaşta oldukça yıkıma uğramış Berlin’in manzarasından bir Floransa, Prag vb. beklemeyin. Yine de tarihi bir noktadan şehri tepeden görmek güzel bir deneyim.

Checkpoint Charlie

Berlin Duvarı’nın olduğu, batıda ABD’nin, doğuda Sovyet askerlerinin bulunduğu dönemde üç farklı noktadan geçişler sağlanıyormuş. İşte Checkpoint Charlie en ünlü olanı.

East Side Gallery – Berlin Duvarı

1989 yılında yıkılan Berlin Duvarı’nın son kalan kısmı. Neredeyse 1.4 kilometre boyunca uzanan duvarda, yüzden fazla sanatçının eseri var.

Kaiser Wilhelm Memorial Church

İkinci Dünya Savaşı’ndaki bombalarla epey zarar görmüş ve tahrip olmuş haliyle olduğu gibi bırakılan kilise, savaşın yıkıcılığının kanıtı niteliğinde.

Alexanderplatz

Burası ulaşım merkezi ve buluşma noktası. The Berliner Fernsehturm yani Berlin TV Kulesi ve Alexa alışveriş merkezi de burada.

Gendarmenmarkt

Mimari anlamda büyüleyici tarihi yapılarla dolu bir meydan. Fransız ve Alman Kiliselerinin yanı sıra Berlin Konser Salonu da burada bulunuyor. 

Potsdamer Platz

Bir başka ünlü meydan ve ultra modern ultra yoğun. Sony Center burada bulunuyor. Diğer yerlere oranla biraz daha pahalı bir meydan ama tasarımı açısında görülmeye değer.

Berlin: En İyi Müzeler

Berlin Müzeler Adası

Müzeler Adası, Spree Nehri’nin üzerinde bulunup beş müzeye ev sahipliği yapıyor. Buranın olmazsa olmazı bizim için Pergamon Museum yani Bergama Müzesi. Türkiye’yi bildiğiniz Almanya’ya taşımışlar. Zeus Sunağı ve M.S. 2. yüzyıla ait olan Milet Güney Agora Kapısı gibi inanılmaz etkileyici eserleri göreceksiniz, mutlaka zaman ayırın. Yetmemiş Mısır’ı da taşımışlar, Neues Museum, Nefertiti büstünü de görebileceğiniz antik Mısır’a ait eserlerle dolu. Bizans dönemi eserleri için Bode Museum, Yunan ve Roma için Altes Museum ve son olarak da 19. yüzyıl resim ve heykelleri için Alte Nationalgalerie.

Topography of Terror

Nazi rejiminin yükselişi ve sonra çöküşünü kronolojik sırasıyla; belgelerle, fotoğraflarla yani kanıtlarıyla gözler önüne seren bir müze. Soykırımın boyutlarını anlamak için görülmesi gerekenlerden. Yalnız uyarmakta fayda var; çocuklar için fazla ağır olabilecek görseller de mevcut. Çocuklu aileler bu kısım lütfen aklınızda bulunsun.

Hamburger Bahnof

En ilginç müzelerden biri, çok minimal ve dingin. Hamburger Bahnof, modern sanat severler için ideal ama asıl ilginç kısmı içindeki koleksiyonlardan çok mimari tasarımı. Şehrin en eski tren istasyonlarından birini müzeye dönüştürmüşler. Sonuç gayet başarılı.  

C/O Berlin

Burası Charlottenburg Amerika Haus Berlin’in içinde yer alan fotoğraf ağırlıklı bir müze.

Classic Remise Berlin

Burası aslında bir müze değil ama birbirinden efsane klasik arabalar, müzedeymiş gibi sergileniyor ve birçoğu da satışta. Girişi ücretsiz.

DDR

Harika bir interaktif müze. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Doğu Almanya’daki gündelik hayatı her yönüyle sergiliyorlar. O dönemki eğitim, yaşam tarzı, kıyafetler, propagandalar gibi pek çok konuda bilgi sahibi olabilirsiniz.

Görsel Kaynaklar: Unsplash; Claudio Schwarz, Robert Keane, Sven Przepiorka

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.