Kütüphane ve Çocuk Arasında Kurulan Köprünün Önemi

Kütüphane ve Çocuk

Kütüphane ve çocuk arasında kurulan köprünün öneminden bahsedeceksek, yaşam boyu öğrenme sürecini devam ettiren en etkili yöntemlerden birinin, iyi ve düzenli bir kütüphane kullanıcısı da olmaktan geçtiğine değinmek gerekir. 

“Kütüphane” dediğimizde biz yetişkinlerin aklına; çeşit çeşit ansiklopedilerin olduğu, kah bir roman, kah bir şiir kitabı, kah eski bir gazete kupürü bulabileceğimiz birçok raftan oluşan, yüksek tavanlı geniş mekanlar geliyor. 

Peki çocuklarımızın aklındaki “kütüphane” nedir? Girince çıt çıkarmamak gereken bir yer mi? Sessizce, başını önüne eğip, masada ödev yapmak için oturması gereken bir sandalyenin, kitabını koyması gereken bir masanın olduğu kapalı bir mekan mı? Kitap raflarına sırasıyla dizilmiş, eski-yeni bir sürü kitap mı? “Kütüphane nedir?” sorusuna cevap olarak, çocukların akıllarına gelen, gözlerinde canlanmış olan kütüphane formları bu saydıklarımız gibi olabilir ama biz olması gereken kütüphanelerden bahsedelim. 

Dünya’daki Çocuk Kütüphaneleri, çocukların yaşam boyu öğrenmelerini ve onların okuryazarlık becerilerine destek olarak, topluma daha aktif olarak katılmalarını sağlamak amacıyla kurulmuştur. 

Erken Çocukluk Döneminde Kütüphane ve Çocuk

Hepimizin bildiği erken çocukluk dönemi dediğimiz bir dönemimiz var. Bu dönem; çevremizden en çok etkilendiğimiz, yeni öğrenmelere açık olduğumuz, kişiliğimizin yapı taşlarını yerli yerine yerleştirmeye başladığımız ve temel alışkanlıklarımızı oluşturup, onları düzene sokabileceğimiz en verimli dönemlerimizden biri. Araştırmalara göre; sonraki dönemlerde alışkanlıklarımızı kalıcı olarak edinmek daha zorken, hayatımızın bu döneminde temelini attığımız alışkanlıklarımızı ve doğru davranışlarımızı, ilerleyen yaşlarda sürdürmek daha kolay oluyor. Bunlardan biri de; kitap okumak. Küçük yaşlarda oluşturulan çocuk-kitap-kütüphane üçgeni, bireyin gelecek yıllarda iyi bir kütüphane kullanıcısı olmasında çok önemli bir yer tutuyor.

Dünyayı yöneten, kalem, mürekkep ve kâğıttır.” diyen Jonathan Swift, haksız sayılmaz, değil mi? Bugünün çocuklarının, yarının büyükleri olduğunu hesaplarsak, bu kitap okuma ve kütüphane alışkanlığı olayını ciddiye almak için geç kalmış sayılmayız bence. 

Çocuklar için kütüphane, tozlu raflarında sadece aradığı kitapları bulabileceği, masasını sandalyesini kullanıp ders çalışıp, ödev yapabileceği bir yer olmamalı. Kütüphane, bunlara ek olarak, o kadar eğlenceli bir yer olmalı ki, çocuklar oraya koşarak gitmeli. Okul çıkışlarında arkadaşlarıyla orada toplanmalı, birlikte aktiviteler yapmalılar, kendi aralarında okudukları ilginç kitaplardan bir drama çıkarıp, küçük bir salonda izleyicilere sunabilmeliler, gösteri yapmalı, gülmeli, şarkı söyleyebilmeli, eğlenmeliler… Çocuk bunlar, yeri geldiği zaman gürültülü, yeri geldiği zaman kıpır kıpır olabilmeliler… Kütüphanelerde bile! 

Peki bu saydıklarımız imkansız mı? 

Tabii ki değil. 

Çocuklar İçin Kütüphaneler Nasıl Olmalı?

“Çocuk kütüphaneleri sürekli artan toplumsal değişikliklere yanıt vermeli ve bütün çocukların bilgi, kültür ve eğlenme gereksinimlerini karşılamalıdır. Her çocuğun yerel kütüphaneye alışkın olması ve kütüphane kullanma becerilerine sahip kılınması gerekir.

Böyle yazılı bir kural olsa da maalesef, devlet bazlı çocuk kütüphanelerinde uygulanma oranı ülkemizde ya çok düşük ya da yok denecek kadar az. 

Dünyanın farklı ülkelerindeki çocuk kütüphanelerinde uygulanan çok güzel programlar var. Genelde yıllık olarak hazırlanan bu programlarda; çocuklar için açık alanlarda kütüphane görevlileri tarafından yaş gruplarına göre (hitap edilen kitleye göre) seçilen kitaplardan hikaye saatleri, her hafta belirli bir günde yapılan tiyatral gösteriler, ayın yazarı/şairi etkinlikleri, dönemsel temalara göre boyama yapma, kek süsleme, yeni kitapları tartışma, yazar tavsiyeleri, el becerileri ve aktiviteleri, kutlamalar, önemli gün ve haftalar, yaş gruplarına göre oyunlar, müzikle taklitler, kukla gösterileri, maskot eşliğinde temalı eğlenceler vb. programlar mevcut. 

Peki bu insanlar tabiri caizse neden çocukların ayağını kütüphaneye alıştırmaya çalışıyorlar?

Biraz da bu önemli sorulara kafa yormak, kütüphanelere uzmanlar yerleştirmek, her bir kütüphaneyi en aktif ve verimli bir şekilde geleceğimiz, çocuklarımız için kullanmayı keşfetmek gerekiyor. Kütüphanelerimizi doğru kullanmayı öğrenelim ki; parlak geleceğimiz, çocuklarımız, gözlerimizin önünde serpilip yetişsin.

Farklı Ülkelerden, Çocuk Kütüphaneleri Örnekleri İçin Küçük Bir Liste; 

  • Panorama House Ev Kütüphanesi – Güney Kore
  • Brentwood Çocuk Kütüphanesi, Amerika
  • Yeşil Kütüphane, Singapur
  • Muyinga Kütüphanesi, Burundi
  • Hjørring Halk Kütüphanesi, Danimarka
  • Soneva Kiri Kütüphanesi
  • Japon Resim Kitapları Kütüphanesi / İvaki Japonya
  • Londra Regent’s Park – İngiltere
  • Pekin Poplar Kütüphanesi – Çin
  • Bursa Nilüfer Belediyesi Çocuk Kütüphanesi

Bizlerde yaşadığımız şehirdeki kütüphanelere çocuklarımızı götürmekle ilk adımı atabiliriz.

Bu tarz güzel örneklere ülkemizde de daha sık denk gelmek dileğiyle, Kütüphane Haftamız kutlu olsun! Çocuklarımızın sık sık kütüphanelere gittikleri, kütüphanelerde kaliteli zaman geçirip, kitapların o güzel dünyasının içinde, en güzel hayalleriyle yaşayabildiklerini öğrenebilecekleri sonsuz, uçsuz bucaksız bir dünyaya ulaşabilmeleri dileğiyle… 

Okuyarak dünyamızı, tarihimizi ve kendimizi keşfederiz..(Daniel J.Boorstin)

Yararlanılan Kaynaklar:

https://www.ifla.org/files/assets/libraries-for-children-and-ya/publications/guidelines-for-childrens-libraries-services-tr.pdf

http://arpakitap.com/dunyanin-en-guzel-cocuk-kutuphaneleri/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.