Talebe: Aşırılıklarla Dolu Bir Hayat Hikayesi

Talebe Kitap İncelemesi

Hasta olunca, kaza geçirince ve yaralanınca hastaneye gitmek yasak. Kitabın isminin Talebe olması sizi yanıltmasın; okul yasak, nüfusa kayıtlı olmak yasak, istediğini giymek, kurallara karşı gelmek, haksızlığa uğrayınca bile sesini çıkarmak yasak…

Distopik film teması gibi duran kurallar bütünü Tara Westover’ın hayatı boyunca ‘normali’ olmuş. Amerika’nın Idaho eyaletinde Mormon inancına sahip bir ailenin yedi çocuğundan en küçüğü Tara. Otobiyografik yazdığı kitabı Talebe ise, aşırılıklarla mücadelesini ve cahillikten kırılan ailesini baz alıyor. Ve bu aile bilimin tüm gerçekliğini hiçe sayıp; bize duygusal anlamda da ne kadar kıt olduklarını defalarca kanıtlıyor. 

Tara 16 yaşına kadar babasının kıyametle ilgili senaryolarını dinliyor, abi şiddetine maruz kalıyor, annesine ev işlerinde yardım ediyor ve okula gidemiyor. Okul kavramı o kadar uzak ki. Eğitime en yakın hissettiği anlar; evdeki fi tarihinden kalma matematik kitabıyla bir ansiklopediyi defalarca hatmettiği zamanlar.  

Günümüz insanının ve yakın çevremizin yaptığı gibi herkes çocukları 3-4 yaşında yuvaya vererek çocukları eğitim hayatına başlatmıyor. Bizim için sıradan olan bu uzun okul yolu –sınav, stres, mücadele, başarı gibi anlamlara gelse de- başkalarının hayatlarında özlem duyduğu bir şey olabiliyor. Zaten bunun için Amerika’ya gitmeye gerek yok. Türkiye’de veya dünyanın herhangi bir köşesinde tüm bu dayatmalara boyun eğen sayısız insan var. En çok da kız çocukları… İşte Tara boyun eğmeyen azınlıktan biri. 

Kitabı okurken bazen sinirlenip, bazı durumları hazmedemediğiniz anlar geliyor. Ben de defalarca kızdım, üzüldüm, sevindim, şaşırdım… Ama en çok Tara’nın hissettiklerini –hayatımda onun yaşadıklarının yüzde birini bile yaşamadıysam bile- çok iyi hissedebildim. Ve bunda kesinlikle yazarın inanılmaz sade ama bir o kadar detaylı anlatımının büyüsü var. 

Bu kitap önüne hiçbir imkan sunulmayan bir kızın, sonu Cambridge doktorasına varan hikayesini anlatıyor. Bu kızın toplumdaki kadın-erkek rollerini sorgulamasını, aile kavramını irdelemesini ve imkansız gözükenlerin başarılabildiğini anlatıyor. Talebe’yi, alışık olduğu hayattan uzaklaşıp bambaşka dünyalarla tanışmak isteyen ve belki de uzun süredir bulamadığı ilhamı ve kararlılığı kendine dönüp bulmak isteyen herkes okumalı. Zaten birkaç günde rahatça bitirebileceğiniz bir kitap. Sadece etkisinden çıkmak için biraz daha zamana ihtiyacınız olacak…

Kitaptan alıntılar:

“Geçmiş artık bir hayaletti; cisimsiz, etkisiz. Sadece geleceğin ağırlığı vardı.”

“Noel’de geldiğinde Sefiller diye bir kitap okuduğunu gördüm ve üniversitelilerin okuduğu türden bir şey olduğunu sanarak kendime de aldım. Tarih ya da edebiyat öğretir diye umuyordum ama öyle olmadı. Öğretemezdi çünkü ben kurmacayla gerçeği ayırt edemiyordum. Napolyon bana Jean Valjean’dan daha gerçek görünmüyordu. İkisini de o güne dek duymamıştım.”

“Hayatın kendisi meczup gibi görünürken, deliliğin nerede olduğunu kim bilebilir?”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.