Pazartesi Diyete Başlıyorum

Pazartesi diyete başlıyorum dedim. Biri sordu “Siz kadınlar neden böyle sürekli diyete başlıyorsunuz?” diye. Güldüm ben de, neden gülmeyeyim? Bin yıldır beynimize işlenen güzellik standartları dolayısıyla biz biraz “şey” olduk mu diyeyim, kendimden biz diye mi bahsedeyim, ne yapayım?

“Deveye demişler; boynun eğri, deve demiş ki;  “I’m tired of the society’s unrealistic beauty standarts.”

Soran kişinin de diyete başlaması lazım ama söylemedim tabii, adab-ı muaşeret kurallarına aykırı olduğu için. Çok terbiyeli yetiştirdiler beni… Şimdi tabii bilemeyiz, belki onu da yetiştirmişlerdir ama bazı insan olmadı mı olmuyor. 

Bir keresinde de diyetten bahsederken hiç samimi olmadığım bir iş arkadaşım “İyi olur” demişti. O zamanlar bu kadar güleç değildim. “Fikrini belirtmene çok sevindim” demiştim. İroniyi çok severim. Aslında zaman geçti, ben çok değiştim ama bu konudaki fikrim hiç değişmedi. Hep o cümlemdeki “seni ilgilendirmez, hatta ne münasebet” noktasındayım ama anlamayana ya da değmeyecek olana fikrimi anlatmamayı, kendime saklamayı öğrendim. O sebeple basit bir gülümseyiş ile geçiştirmek en mantıklısı gibi geliyor şimdilerde. (Bkz: 30’dan sonra)

İçimde bir yerlerde şunu değerlendiriyorum. Belli samimiyet diliminin üzerinde olanları dışarıda bırakarak söylüyorum, çünkü biri ile gerçekten samimiysem ona her şeyi söylerim, ondan her şeyi duymayı beklerim. Peki insanlar neden birini gördüklerinde ve diyelim ki kilo almış ya da yaşlanmış bunu belirtme gereği duyarlar?

Ben bu tarz durumlarda düşüncelerimin iltifata girmeyecek kısımlarını kendime saklarım, en azından sormuyorlarsa söylemem. Bu çok basit bir düşünce tarzıdır. Temeli ise şu; kimseyi üzme hakkını kendimde görmem, ne kadar basit ya da havadan sudan bir konu olursa olsun, isterse bir saniyeliğine etkileyecek olsun. Bir açıdan haddini bilmek de bu mantaliteye girer. 

Bir Kadın Hayatı Boyunca “130 Kez” Diyete Başlıyor

Bir araştırmaya göre 1 kadın hayatı boyunca 130 kez diyet yapmayı deniyormuş. Bu araştırmayı duyduğumda çok ilgimi çekti. Aklıma bir soru takıldı tabii peki ya bir erkek?

Ben buna dair detaylı bir araştırma görmedim. Bilen varsa aydınlatsın. Soru soruyu açar tabii. Sizce neden erkekler ve diyet diye bir araştırma yapılmadı? Bence bu sorunun cevabı başka bir araştırmada yatıyor. Bir kadının vücudunu beğenmemesi için on beş dakika “dergi” okuması yetiyormuş. 

“130 kez diyet yapmayı deniyor” cümlesi ise aslında bize bir sürü başka şey de anlatıyor. “Deniyor” demek ki 129 kez başarısız oluyor (idealine göre), 129 kez vücudunu olduğu gibi kabul edemiyor. 130’da başarılı olanlar için ise başka bir araştırma şöyle diyor.

Pazartesi Diyete Başlıyorum: Sağlıklı Olmak İçin Her Şeyi Yaparım

Diyet yaparak kilo veren insanların %53’ü bir yıl içinde, %78’i ise beş yıl içinde verdiği kiloları geri alıyor. Yani aslında sağlıklı olmak ya da yaşam biçimi haline getirmek asıl amaç değil. Ama her şeyin başı sağlık! 

Buyrun size başka bir araştırma evli kadınlar, bekar kadınlara oranla %10 daha fazla diyet yapma gereği duyuyor. Neden sizce? Kendilerini beğenmedikleri için mi? Hayır. Terk edilme ve yeni bir eşe hazır olma endişesi yüzünden. 

Oyuncak bebek endüstrisinin zayıflık algısını nasıl çocukluktan itibaren hepimizin zihnine soktuğuna ise hiç değinmeme gerek yok. Halbuki bütün insanlar birbirinden farklı yaradılıştadır. Önemsediğimiz konular farklıdır. Ama nedense günümüzde güzellik algısı zayıf olmakla paralel bir hal almaya başladı. Tüm bunları araştıran ben bile hala içimde bir yerlerde -sadece kendim için- zayıf olmayı daha güzel buluyorum. 

Peki Neden Pazartesi Diyete Başlıyorum?

  • Şimdi ben bir kadın olarak kadın dostlarıma demek istiyorum ki, neden bu saçma yük omuzlarımızda?
  • O vücudunu beğenmeyen, kilo hesabı yapan gerçek sen misin?
  • O herkesin giydiği kot senin tipine uymuyorsa, bu senin kendi vücudunu beğenmemen için bir gerekçe olabilir mi?
  • O adam seni göründüğün, fiziksel bütünlüğünle, olduğun kişi olarak kabul edemiyorsa, bu neden onun yerine senin sorunun? 
  • O anoreksik manken neden senden daha güzel olsun ki? 
  • Neden hamburger yemek isterken salata söyleyesin?
  • Kilo aldın doğru, hamileydin. Bir mucizeyi başardın dünyaya bir çocuk getirdin, aylarca içinde büyümekte olan bir canlıyı besledin. Bir sürü hormonla mücadele ettin, ne var yani birkaç kilo yadigar kaldı ise. Sen bütün hayatını geri alınmaz bir şekilde değiştirdin ve bununla baş etmeyi başardın, o üç beş kilonun hesabını mı vereceksin?

Demem o ki, kendinizi sevin. Kendinizi sevebilmek için, önce kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeniz gerek. Kabul edin. Sağlığınız için ne gerekiyorsa yapın.

Kimin ne düşündüğünü önemsememek için varınızı yoğunuzu verin. Belki diğerlerine göre daha çok çaba sarf etmek gerekir ama kendi beyin süzgecini kullanmak her zaman en iyidir. Ve ben bugün diyete başlıyorum, sağlıklı beslenmeyi yaşam biçimi haline getirebilmek için. Belki haftaya bırakırım. Çünkü benim hayatım sadece beni ilgilendirir. 

Kaynak Fotoğraflar: Unsplash Jamie Matociños, Yunmai, Julia Caesar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.