Kader bir Seçim midir, Yoksa Seçilim midir?

Kader nedir? Kader bir Seçim midir, Yoksa Seçilim midir?

Yaşadığımız Her Şey Tesadüf Olamaz!

Biz, bizler yaşıyoruz ve yaşamlarımızı seçimlerimiz oluşturuyor. Bu seçimlerden hoşumuza gitmeyenleri “Kader” diye adlandırmak belki de kolayımıza geliyor.

Düz olan yolu değil, yokuş olan yolu seçmek, baharatlı yemeği değil, sadece haşlanmış bir yemeği tercih etmek, zamanımızı bir sınav için hazırlanmaya değil, uyuyarak değerlendirmeyi seçmek gibi… Bunlar günlük hayatta yaptığımız en basit seçimlerimiz. 

Seçimlerimizde bazen bir problemden kaçmak, bazen bir kördüğümü çözmek, bazen de herkes için en iyisini istemek var. 

Peki, bu seçimlerimizi bilinçli mi yapıyoruz?

Ya da yaptığımız bu seçimler daha önceden bize çizilmiş, bizim için yazılmış, bizim seçmemiz için yönlendirilmiş olduğumuz yollar mı?

Kader Nedir?

Küçükken, ilk o kelimeyi ve anlamını öğrendiğimde başladı benim bu sorularım.
Neden?
Her kelimenin, her duygunun önüne konabilir, çok basit ve çok karmaşık olabilecek bir kelime. Otuzlu yaşlarıma gelmiş olmama rağmen hala bir şekilde anlamlandırıp çözemediğim en temel konularımdan biridir, kader konusu. Aynı o dönemlerde bana anlatmak için çaba gösteren ama bir yerden sonra sorularımı cevaplamak konusunda tıkanan yakınlarımın yaşadığı gibi…

Hem bu kadar net açıklanıp, hem de bu kadar karmaşık olan konulara örnek verilecek başka konular da gösterilebilir muhakkak. Amma velakin ben bu seçimleri bir türlü olduramadım.

Diyelim ki evlenmek üzerine net fikirleri olan birini tanıdınız. Asla evlenme kelimesine bile tahammül edemeyen, kendi yaşadığı ülkenin erkeklerinin bakış açısını bile aşırı absürt bulan ve soyların devamını anlamsız bulan birinden bahsediyoruz.( O birisine “x” kişisi diyelim ki, örneklemimiz akıcılığını yitirmesin. ) 

X kişisi hayatından çok memnun ve kendi düsturları olan biri. Yoluna koyduğu bir hayatı, fikirlerini savunacak gücü, yapmak istediklerini başaracak azmi var. Ve bir gün bu X kişisinin hayatında bir şeyler bozulmaya başlıyor. Temelinden her şeyin sallanmaya başladığını hisseden X kişisi; fikirlerinin, düşüncelerinin, ihtiyaçlarının ve kriterlerinin değişmeye başladığını fark ediyor bu bozulmayla. Ve o sırada, X kişisi, Y kişisiyle tanışıyor, dıdısının dıdısından ve hiç olamayacak kadar saçma bir tesadüften. X kişisi kısa bir zamanda değişime uğruyor, kendisinin yanına yaklaşmayı bırakın ağzına bile almadığı o teklifi bekliyor, sadece “Evet” diyebilmek için. Ve bir gün; hoooop, Y kişisi kendisine o soruyu soruyor. Sonrası bla bla…

İleride, aklı selim bir zamanda düşününce, bu soruyu ASLA ve ASLA, şu anda ve gelecekte olumlu yanıtlamayacağını fark ediyor ve o X kişisi düşünüyor: “Ben nasıl bu tongaya düştüm?” 

Ben de çok düşündüm ve bu işin içinden çıkamadım. Biz bu tongaya nasıl düşüyoruz?

Kader nedir? Kader doğuştan mı yazılır?

Bana “Kader” kelimesini empoze etmeye çalışan tüm tanıdıklarımın düşüncelerine saygıyla yaklaşmakla birlikte, bu yaşlarımın bana getirdiği tecrübe eşliğinde bunu yazma cesaretinde bulunuyorum: yaşadığımız hiçbir şey tesadüf değildir!

Peki siz ne dersiniz: kader bir seçim midir, yoksa seçilim midir?

Photo by Fabrizio Verrecchia on Unsplash

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.