Kadınlar adası olarak bilinen Estonya’nın batı kıyısındaki Baltık Denizi’nde dünyadan izole bir yer var. Yönetim kadınlar tarafından yürütülüyor dolayısıyla tüm kültürel zenginlikleri ve tarımsal gelenekleri yüzyıllar boyunca sürdürülüyor. Yaklaşık 600 kişilik topluluğu misafir eden adayı anaerkil yapan; erkeklerin balık avlamak için uzun süreli denizlere açılmasına bağlı olarak tüm yönetimin kadınlar tarafından devralınıp hala daha sürdürülüyor olması. Kadınlar adası olarak da bilinen Kihnu Adası: Avrupa’nın anaerkil son kalesi 21. yüzyılda bunu nasıl başarıyor? Yoksa her şey son bulmak üzere mi?
Yalnız ve izole olmanın güçlü bir toplumsal bağlılık gerektirdiği yadsınamaz bir gerçek.
Şüphesiz Kihnu Adası güçlü kadın görüşü ile; el işi, dini ve eski geleneklerine bağlılığının yanında müzik ve dans gibi ruhu iyileştirici birçok zengin etnik kültüre sahip olmasıyla bunu başarıyor.
Kihnu Adasını Ziyaret
Kihnu adasını hayal etmek için, geleneksel halk kıyafetleri içindeki kadınları, ninelerin örgüleri, limanda çalışan balıkçıları, şarkı ve dans festivallerini gözünüzde canlandırmanız gerek… Kihnu Adasının bu yanı, hem yerel halk hem de Kihnu ziyaretçileri tarafından uzun zamandır beğeniliyor. Dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler ve gezginler, çok eskilere dayanan ilginç hikayelere ve geleneklere sahip bu hazine adasına, anaerkil Kihnu Adasına akın ediyor.
Kadınların gücü ve dayanıklılığı ile güçlenen bu ada, 2008 yılında Unesco somut olmayan insanlık kültürel mirası listesinde de yerini aldı. Kihnu’lu kadınlar çiftçilik, çocuk yetiştirme ve günlük yaşamın sorumlulukları ile atalarından miras kalan geleneklerini sürdürme görevini dengelemeyi, çok başarılı bir şekilde yerine getiriyor. Dahası gerek etnik kültürü, gerek Kadın Adası ünvanı ve gerekse doğal güzelliğiyle turistler için cazibe noktası haline gelmeyi de başarmış durumda bu anaerkil ada. Erkeklerin çok uzun dönemler bulunmadığı bir yerde -denizde veya yurtdışında çalışırken- kadınların Kihnu üzerindeki rolü, geleneksel cinsiyet rollerinin ötesine ve karadaki yaşamın her alanına yayılarak anaerkil bir toplumu her anlamda yansıtıyor.
Özellikle cemaat kadınlarının giydiği yünlü el sanatları Kihnu kültürünün en göze çarpanlarından biri. Geleneksel dokuma tezgahları ve yerel yün kullanarak evlerinde çalışan kadınlar, genellikle parlak renkler, canlı çizgiler ve karmaşık işlemeler içeren eldivenleri, çorapları, etekleri ve bluzları örüyor. Bu dikkat çekici kıyafetleri süsleyen sembolik formların ve renklerin çoğu eski efsanelere dayanıyor. Kihnu kültürü, aynı zamanda zengin kültürel ve doğal mirasının birbiriyle olan ilişkisiyle de ayırt edilir. Ada da otlak, çam ağaçları ve kıyı kumlarının karakteristik peyzajı günümüze kadar nispeten bozulmadan kalabilmesi dikkat çekici.
Kihnu Festivalleri
Kihnu’yu ziyaret etmek isterseniz bunu, nefis festivallerinden birine denk getirmeye çalışın. Leylakların çiçek açtığı yaz başında, yöre sakinlerinin Haziran başında gerçekleştirdiği Ev Cafe Günlerine hazırlanmaya başlar. Kihnu Keretäüs olarak adlandırılan bu mekanda yerel yemekler ve bir eğlence programı sunulmaktadır.
Yaz Ortası Arifesinde
Eski bir balıkçı teknesi ateşe verilir, ardından dans pistinde renkli skeçlerin döndüğü geleneksel bir dans partisi düzenlenir.
Kihnu Mere Pidu (Kihnu Deniz Partisi)
el sanatları ve yemek fuarı, atölyeler, gösteriler, yarışmalar vb. dahil olmak üzere yerel yaşamı tanıtan adadaki en büyük festivaldir.
Yerel bir dans öğrenmek isterseniz, Ağustos ayında “Kihnu tansu päe” ye gidebilirsiniz.
Kihnu Keman Festivali
Estonya’daki en iyi kemancıları yarışmaya ve bazı yeni fikirler ve ilhamlar getirmeye davet ediyor.
Aziz Catherines Günü
Kihnu adasındaki insanların birbirlerini ziyaret etmek, giyinmek ve eğlenmek için bir araya geldiği tüm yılın en karanlık zamanı olan kışı aydınlatan gündür.
Coğrafi izolasyonları, güçlü topluluk ruhu duygusu ve atalarının geleneklerine sadık bağlılıkları, Kihnu halkının zanaatlarını ve geleneklerini korumalarını sağladı. Ancak günümüzde Kihnu kültürü, ekonomik zorluklar, kontrolsüz konut geliştirme ve adaların geleneklerine ve doğal çevreye duyarsız turistlerin izinsiz girmesi gibi nedenlerle tehdit altında. Dahası genç nüfusun giderek azalmaya başlaması Kihnu Adası: Avrupa’nın anaerkil son kalesi ünvanının maalesef yok oluşa yenik düşme ihtimalini arttırıyor.
Doğanın, doğalın getirdiği samimiyet ve iyi yaşam hali son bulmasın dileklerimizle.
Kapak Fotoğrafı: Photo by Geio Tischler on Unsplash